Quantcast
Channel: Yürüyüs ve Bisiklet Rotaları
Viewing all 35 articles
Browse latest View live

KAYSERi ROTALARI

$
0
0
Kayseri'nin gizli cennetlerini kat eden yürüyüş ve bisiklet parkurları


Genel Bilgiler
Uygarlığın ilk boy verdiği coğrafyalardan biri olan Anadolu, büyük bir açık havamüzesidir aslında. Birçok ülke kültürel miras anlamında az sayıdaki değerini öneçıkarmaya çalışırken, ülkemizin hemen her yöresinde tarihi bir mekana veya yapıyarastlarsınız. Nice kavimlerin gelip geçtiği rotaların kavşağında yer alan Kayseri,zamanın penceresinden bakarak Anadolu’nun çok farklı yüzlerini keşfedebileceğinizbölgelerimizden biridir.

Kayseri, yap-boz oynarcasına parçaları birleştirip eski kültürleri anlamaya çalışan arkeologların her daim ilgi odağı olan Kapadokya bölgesine bir dönem başkentlikyapmış. Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı eserleriyle zengin geçmişinisergileyen şehir, özellikle doğaseverleri cezbeden eşsiz güzellikleriyle de öneçıkıyor.

Kayseri Rotaları Çalışması Hakkında
Her kent, kendi özgün kimliğini ve özelliklerini öne çıkarmaya, hatta kendisine yeni
Kültepe
kimlikler biçmeye çalışıyor. Profesyonel bir ekip tarafından, Kayseri Valiliği'nin öncülüğünde hazırlanan 'Kayseri Yürüyüş Rotaları ve Turizm Keşif Rehberi'çalışması, doğadan tarihe, outdoor aktivitelerinden kültürel değerlere uzanan geniş bir yelpazede ayrıntılı haritalarla destekleniyor. Çalışmanın ana hatlarını oluşturan temalı rotalar ve aktiviteler şöyle listelenebilir;

  • Kayseri uzun ve kısa kent turu
  • Talas ve Ağırnas kent turları
  • Tarih Turları 
    • Kültepe
    • Soğanlı Vadisi
    • Kaleler Rotası
    • Hitit Rotası
    • Kaya ve Anıtsal Mezarlar Rotası
    • Yeraltı Şehirleri Rotası
    • İpek Yolu Rotası
    • Germir-Tavlusun Rotası
    • Gesi ve Gereme
    • Tarihi Köprüler Rotası
    • Kümbetler Rotası
  • Kültür Turları
    • İnanç Turizmi Rotası
    • Kayseri Evleri
    • Kapalıçarşı Turu
    • Güvercinlikler Rotası 
     
  • Doğa Turları
    • Şelaleler Rotası
    • Göller Rotası
    • Kayseri Florası ve Botanik Turları
    • Kayseri Faunası ve Kuş Gözlemi Alanları
  • Yürüyüş ve Bisiklet Parkurları
  • Diğer Outdoor Aktiviteleri
Gesi Güvercinlikleri
Günübirlik ve kamplı olarak oluşturulan 60 yürüyüş güzergahının toplamı 919 kilometreye ulaştı. Rotalar korunan alanlardan da geçtiği için bölgede kırmızı-beyaz işaretler (Grande Randonnee sistemi) kullanılmadı. Erciyes Dağı tırmanış ve trans-geçiş rotaları da çalışma kapsamında rehber kitaba alındı. 27 dağ bisikleti parkurunun toplam uzunluğu 2376 kilometreyi buldu. Proje kapsamında hazırlanan 533 kilometrelik 'Jip Safari' rotası ile 1175 kilometrelik 'Manzaralı Araç Yolu' kenti baştan başa kat ediyor. Yürüyüş ve bisiklet rotalarının GPS koordinatlarına ve temalı turların haritalarına www.trekkinginkayseri.com sitesinden ulaşabilirsiniz.

Kentte ayrıca yamaç paraşütü, su sporları, kamp ve karavan turizmi, flora ve kuş gözlem turları, kaya tırmanışı ve foto safari gezilerinin yanı sıra Erciyes Kayak Merkezi'nde kış turizmi aktivitelerine katılabilirsiniz. 

Konaklama
Kayseri her bütçeye hitap eden çok sayıda konaklama tesisine sahiptir. Bölgede turizm geliştikçe kaliteli ve yıldızlı otellerin sayısı artmaktadır. Kapuzbaşı, Soğanlı ve Sultan Sazlığı turizm bölgelerinde pansiyonlar bulunmaktadır. Bilgi için İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün internet sitesinde (www.kayserikulturturizm.gov.tr) “Turizm/Konaklama Tesisleri” bölümüne bakabilirsiniz.

En İyi Sezon
Kayseri parkurlarında yürüyüş ve bisiklet aktiviteleri için en uygun zaman Mayıs-Ekim ayları arası.

Ulaşım
Kayseri İstanbul’a 771 km, Ankara’ya 317 km, Antalya’ya 607 km, Samsun’a 450 km, Adana’ya ise 306 km uzaklıktadır. Otogar ve havaalanı Kayseri kent merkezinin içindedir. Çeşitli firmalar her gün İstanbul’a karşılıklı uçak seferleri düzenliyorlar.

En İyi Parkurlar
Kayseri Yürüyüş Parkurları'nın en iyi güzergahları; 
- Derevenk Vadisi (Tavlusun-Germir)
- Bünyan Pınarbaşı-Büyükbürüngüz
- Ağırnas-Bağpınar
- Kuruköprü-İldem
- Erciyes Oteller-Hisarcık Vadisi-Tekir Yaylası
- Sarıgöl-Eski Şeyhşaban
- Güzelöz-Avla Kanyonu-Soğanlı Vadisi (Kanyon Geçişi)
- Bozarmut-Güney Şelalesi
- Gücüksu Yaylası-Emin Kadı Köprüsü
- Çamlıca-Çavdaruşağı

İletişim 
Kayseri İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Web      : www.kayserikulturturizm.gov.tr
Tel        : 0352 2220898
e-posta  : iktm38@kulturturizm.gov.tr


Atıl Ulaş CÜCE
Tel        : 0530 4680326
e-posta  : atilulascuce@gmail.com

Parkurlar hakkında bilgi almak için: www.trekkinginkayseri.com
Rehber kitabı edinmek için            : info@trekkinginkayseri.com

Harita
Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.





Fotoğraflar İçin Tıklayınız




Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçinTıklayınız


LiKYA YOLU

$
0
0

Fethiye'den Antalya'ya 509 km. boyunca uzanan Türkiye'nin ilk uzun yürüyüş parkuru







LİKYA YOLU : IŞIKTAN PATİKALAR

“... Yollar neden bitmez? Biz öyle zannederiz. Gideceğimiz yere varınca biter. Asıl mesele yola çıkabilmektedir.”   Fikret Adil

Üzerinde siyah yazılarıyla sarı-yeşil tabelayı görünce yeni bir yer keşfetmenin heyecanıyla direksiyonu kırıyoruz. Bir süre devam eden yol ansızın bitiyor ve patikaya dönüşüyor. Bir karayolunu veya turistik yöreyi gösterir sandığımız tabela Türkiye’nin en uzun trekking parkuru olan ‘Likya Yolu’nu gösteriyormuş oysa ki...

Kelebekler Vadisi
Likya Yolu Garanti Bankası’nın 1996’da düzenlediği ‘Yarına Dört Işık’ yarışmasında çevre dalında ödül kazanan bir proje. İngiliz vatandaşı Kate Clow’un yıllar süren özverili ve titiz çalışmasının sonucu ortaya çıkan proje, Fethiye-Antalya arasında 509 kilometreyle dünyanın en uzun on trekking parkurundan biri. Bir kısmı halen kullanılmakta olan eski göç yollarından oluşan yürüyüş rotası, 18 likya kenti ve yeşille mavinin birbirine karıştığı doğal güzellikler içinden geçiyor. Baştan sona uluslararası işaret sistemiyle (Grand Randonne) ve tabelalarla belirlenmiş olan bu doğa ve kültür rotasını dileyen herkes kolaylıkla yürüyebilir.

Güneşin gökyüzünde gülümsediği bir bahar sabahı, Ovacık’tan Ölüdeniz’e inen yolun sol tarafındaki ‘Likya Yolu 509 km.’ yazılı başlangıç tabelasının önündeyiz Metin ve Barış’la birlikte. Bizi tarihin ve doğanın kucağına götürecek olan kırmızı-beyaz işaretlerin peşine düşüyoruz heyecanla. Yüzyıllardır dağ köylülerinin Fethiye’ye inmek için kullandıkları taş döşeli patikadan yükseliyoruz yavaş adımlarla. Arkamızda nefesleri kesen bir panorama beliriyor. Ölüdeniz’in kartpostallara poz veren altın rengi hilali, Gemiler adası, İblis ve Kurtoğlu burunları arasında bir gölü andıran Fethiye körfezi... Havada süzülen yamaç paraşütçülerine selam verip Faralya’ya doğru devam ediyoruz. Barış bir ağaca tırmanıp bize muşmula ziyafeti çekerken, önümüzdeki uçurumun kenarından vahşi doğasıyla Kelebekler Vadisi beliriyor. Öğle molasının ardından hedefimiz Kabak koyu. Bir tarafımızda çam ağaçları diğer yanda Akdeniz, patikada ilerliyoruz. Gün batmaya hazırlanırken ağaçların arasından tüm bakirliğiyle Kabak (Gemile) koyu görülüyor. Ayaklarımızı ayakkabıların zulmünden kurtarıp bedenlerimizi serin sulara bırakıveriyoruz.

Sabah, hedefimiz orman içindeki dik ve zorlu patikadan tırmanarak Alınca’ya varmak. Kartalçimen tepesinden kuşbakışı baktığımızda güneşi yansıtan dalgaların kıyıya vuruşunu ve çam ağaçlarının arkasına saklanmış kumsalı görüyoruz. Küçük bir çay molasının ardından Balartlı kumsalı ve Yediburunlar manzarası eşliğinde yürüyüşümüze devam ediyoruz. Dağların arasına saklanmış Sidyma antik kentini gezip Bel mahallesindeki boş bir evin terasında geçiriyoruz geceyi.

Delikkemer - Patara
Yandaki evin sahibi Ali Yaraş’ın hazırladığı kahvaltı sofrasıyla başlıyoruz üçüncü güne. Yola koyulduktan bir süre sonra Pydnai hisarı ve Patara kumsalı önümüze seriliyor. Özlen çayının Akdenize kavuştuğu noktadaki yüzme molasının ardından okaliptus ağaçları arasında kıvrılan kumla kaplı patikadan ilerleyerek Letoon’a ulaşıyoruz. Kendisini kovan çobanlardan intikam almak için onları kurbağaya çeviren Leto’nun, tanrılar tanrısı Zeus’tan olan ikizleri Apollon ve Artemis’in tapınağı ana tapınağın yanıbaşında... Ve canları pahasına tutsak olmayı reddeden savaşçıların yaşadığı Likya kenti Xanthos. Anadolu’nun en eski halklarından biri olan Likyalılar, Teke yarımadasını kendilerine yurt edinmişler yüzyıllar boyunca. Atina’lı İsokrates’in ‘Hiç kimse, hiçbir zaman Likya’ya bey olamamıştır’ sözü Likyalıların özgürlüklerine ne kadar düşkün olduklarını anlatır.

Sivrisineklerin taaruzuyla geçen uykusuz gecenin ardından Xanthos’a su taşıyan arkın üzerindeyiz. Zamana inat hala ayakta duran üç su kemerinin arkasından pembe-beyaz zakkumlarla süslenmiş patika bizi İnpınar’a, köylülerin deyişiyle ‘suyun gözü’ne ulaştırıyor. 12 m. uzunluğunda 1,5 m. yüksekliğindeki su tünelinin hala sulama amacıyla kullanılması şaşırtıyor bizleri. Tarihin gizemli soluğu suyun sesine karışıyor...

Ertesi gün Akbel’den başlayan yürüyüşümüz makiler arasında beliren Kalkan koylarının eşsiz manzarasıyla sürüyor. Yüzyıllarca önce Patara kentine su getirmek için ortası delik kaya blokların birbirine geçmesiyle yapılan Delikkemer, zamanının çok ilerisinde bir mühendislik harikası. Suyun engebeli araziyi aşabilmesi için ‘basınç odaları’ tekniği kullanılmış. Güneşi, bedenlerimizi serinletemeyen sığ sularıyla Patara kumsalında batırıyoruz.

Artık denizden bir süre ayrılıp yükseklere tırmanma zamanı. Köylülerin yazın yaylaya çıkmak için kullandıkları eski göç yolundan, Kalkan ve 18 km.lik Patara kumsalını aşağılarda bırakarak döne kıvrıla ilerliyoruz. Yüksek yaylaların serinliği bizi güneşle dost kılıyor artık. Bezirgan köyü girişinde Likya lahitleri formunda ve çatıları üçgen biçimindeki tahıl depoları ilgimizi çekiyor. Kültürel bir anıt niteliğindeki bu tahıl ambarlarının en önemli özelliği, hiç çivi kullanılmadan ahşap parçaların birbirine geçmesiyle yapılmış olmaları. Kaputaş sahiline inen vadiyi teğet geçip Sarıbelen üzerinden Gökçeören’e yol alıyoruz. İlerideki ağılın sahibi Hüseyin Dayı biraz soluklanmamız için konuk ediyor bizi. Kızı Fatma’nın becerikli elleriyle yaptığı ayranları yudumlayıp, bahçedeki ağaçlardan topladığımız bademleri tadıyoruz. Gökçeören köyü girişinde, soğuk sularıyla serinlediğimiz kuyuların yanıbaşına çadırlarımızı kuruyoruz hemen. Köylülerin konukseverliği inanılmaz, ısrarlı davetlerini kabul edip çaya misafir oluyoruz.

Xanthos
Bugünkü hedef Kaş... Kekik, ıhlamur ve adaçayı kokuları eşliğinde Hacıoğlan deresi vadisinden Eren tepesine tırmanıp, altın sarısı aslanağızlarıyla dolu patikadan Phellos’a varıyoruz. Altımızda Çukurbağ yaylası, ilerideki tepelerin ardında sonsuz maviliğiyle Akdeniz bize gülümsüyor. Rahat bir inişle ulaştığımız Gediktepe’den Kaş, Çukurbağ yarımadası, Meis, irili ufaklı sayısız adacık, Limanağzı ve Uluburun’dan oluşan muhteşem bir harita sunuyor doğa...

Bir günlük dinlenme, dostların sıcak sohbeti ve yeniden yolculuk başlıyor... Limanağzı’nın gündelik konukları tatilciler henüz gelmemiş. Kayalıkların keskin yüzeyinde zorlukla yürüyerek kıyı kıyı ilerliyoruz. Üzümlü koyuna geldiğimizde kayaların arasında nasılsa kendine yol bulmuş yalnız bir palmiye ağacı ve tepede gözüken kelebek biçimindeki kale surları dikkat çekiyor. Peynir gibi gözenekleri olan keskin kayalıklardan sonra nihayet traktör yoluna çıkıyoruz. Apollania ve Sıcak yarımadası üzerindeki Aperlai antik kentleri, bir kaçı denizin içinde olmak üzere sayısız kırık dökük lahit... Belli ki Aperlai de Kekova gibi depremler sonucu sular altında kalmış. Kıstağın diğer ucundaki restaurantın tahta döşemelerine uyku tulumlarımızı sererek geceliyoruz. Kurbağa seslerine ve yorgunluğun verdiği sızılara rağmen uykunun sıcacık kolları hemen sarıyor bedenlerimizi.

Ertesi gün teknelerin hayli kirlettiği gri denizi ve keçiboynuzu ağaçlarıyla karşılıyor bizi Üçağız. Gözlemeli nefis bir kahvaltı sonrası Teimussa kalıntılarını geziyoruz. Önümüzdeki tepede Simena kalesi yükseliyor. Yeniden yollardayız. Gökkaya koyunda peşimize takılan çoban köpeği, İstlada ören yerine kadar rehberlik ediyor biz Likya yolcularına. Çakıl plajının yeşil suları ve Çayağzı (Andriake) kumsalının ardından kahinler şehri Sura’dayız. Söylenceye göre, deniz suyu dolu bir havuzun kenarına gelen kişiler ellerindeki şişlere geçirilmiş etleri havuza atarlar, kahinler de etleri yemek için su yüzeyine çıkan balıkların cinsine ve davranışlarına göre kişinin geleceğini söylerlermiş.

Likya’nın görkemli kentlerinden biri olan Myra’yı dolaşıp seralar diyarı Demre’den ayrılıyoruz. Artık yolculuğun en zorlu kısmı başlıyor. Issız patikaları izleyerek, 1700 m. rakımlı Eren ve Alaca tepeye çıkıp tekrar deniz seviyesine ineceğiz. Kutluca’dan yükselmeye başlayıp, sarp bir vadideki Alakilise harabesinin yorgun gövdesinde dinleniyoruz biraz. Yol, yanmış makiler ve katranağaçları arasından hatırı sayılır bir eğimle tırmanıyor. Patikayı bir kaybedip bir bularak kırmızı-beyaz işaretlerle saklambaç oynuyoruz sanki. Yorgunluğa inat Papazkaya’yı arıyoruz alacakaranlıkta. Burası 43 kaya merdivenle çıkılan, kartalları kıskandıracak yükseklikteki küçük bir mağarada yüzyıllar önce inzivaya çekilen bir papazın mekanı. Kafa fenerlerimizi takıp son gücümüzle Erentepe’deki kuyuyu bulmaya çabalıyoruz kamp için. Şanslıyız, çobanlar çıkıyor karşımıza. Belki de dünyanın en güzel çayını ikram ediyorlar bize, közde sucuk eşliğinde sohbeti koyulaştırıyoruz.

Çoban köpeklerinin sesleriyle uyanıyoruz sabah. Uyku mahmurluğundan olsa gerek sedir ormanı içindeki patikayı bir kaç kez kaybettikten sonra, Karlıöz zirvesinin altındaki Şahintepe mevkiinde inanılmaz bir manzara soluğumuzu kesiyor: Kızlarsivrisi, Gelidonya Feneri, Kekova, Demre... Alaca tepenin yazlık misafirleri yaylacılar henüz göçüyorlar. Dağ rüzgarlarına kuş ve keçi sesleri karışıyor. Likya ülkesini anlatan kitapların hiçbirinde adı geçmeyen Belos harabelerindeki sırttan, Beymelek dalyanı, Demre ve Kekova’yı selamlayıp, portakal diyarı Finike’ye ulaşıyoruz.

Bir sonraki gün, Mavikent ayrımında, pencereleri sardunya saksılarıyla süslü ahşap evlerin arasından yürüyüşe başlıyoruz. Çam ağaçlı asfalt bir yoldan Papaziskelesi’ni ve sevimsiz sitelerle dolu Karaöz köyünü geçip, doğanın armağanı Korsan Koyu’nda yüzme molası veriyoruz. Az sonra fıstık çamları içinden geçerek Antalya körfezinin en batı noktasındaki Gelidonya (Taşlık Burnu) Feneri’ndeyiz. Fener bekçisinin oğlu Mustafa, kırk yıllık dost gibi karşılıyor bizleri. Ağaçların gölgesindeki çardağa matlarımızı seriyoruz. Mustafa feneri yakıp köyüne dönüyor. Etrafta inanılmaz bir sessizlik var, duyulan sadece rüzgarın fısıltısı... Karşımızda Beşadalar kararırken, güneş renk cümbüşleri yaratarak denize kavuşuyor. Keşke zamanı durdurabilsem...

Adrasan
Denizden doğacak güneşi görüntüleyebilmek için erkenden kalkıyoruz ertesi sabah. Masalımsı görüntüsüyle feneri arkamızda bırakarak makiler arasında yükseliyoruz. Markiztepe zirvesinden Finike, Beydağlarının doruğu Kızlarsivrisi, koyu mavinin giderek turkuaza dönüştüğü Akdeniz’i seyrediyoruz bir süre. Kireçtaşı tepeler ve sanki denize düşüverecekmiş gibi görünen keskin yamaçlardan ilerliyoruz. Sularımızı tazelediğimiz bir çeşme başından Adrasan sahili görülüyor aşağılarda. Yay biçimindeki kumsalda henüz yapılaşma başlamamış. Portakal çiçeklerinin mis kokuları eşliğinde yola devam ediyoruz. Musa Dağı çıkışı tüm enerjimizi tüketiyor. Tepedeki eski Olimpos harabelerinin bulunduğu yerden Tahtalı Dağı’nın heybetli gölgesi yansıyor tarlalara. Zaman daralmakta, hava kararmadan inmeliyiz. Sık sandal ağaçlarının arasındaki kurumuş dere yatağından adeta koşar adım iniyoruz. Ve Olimpos... Yine güneşi denizde batırıp, yıldızlara merhaba derken, uyku tulumlarımıza giriyoruz.

Sabah yola koyulduğumuzda, iki alternatif patika çıkıyor karşımıza. Önce kıyı boyunca ilerleyen patikayı seçip, diğerini bir gün sonra denemeyi kararlaştırıyoruz. Tekirova’ya kadar Akdeniz’in maviliği ve Üçadalar bize eşlik ediyor. Bir başka Likya kentinde; kayalık bir yarımadanın çevresinde üç doğal liman üzerine kurulmuş Phaselis’teyiz... Ucuz bir hediyeyi çağrıştıran “Phaselis’lilerden bir ikram” deyişinin, Rodos’lu göçmenlerin başkanı Lacius’un, arazinin asıl sahibi olan çoban Kylabros’a bu yer karşılığında tahıl ve tuzlanmış balık vermesinden kaynaklandığını öğreniyoruz ören yeri bekçisinden. Asfaltın kenarındaki sarı-yeşil tabeladan patikaya giriyoruz. Portakal bahçeleri, incir ve nar ağaçlarıyla süslenmiş bu yol, ‘Şeytan kayalıkları’nın kenarından Kuzdere’ye getiriyor bizi. Likya’nın kuzeye açılan kapısı Kesme Boğaz vadisinde bir süre yol alıp, eski Roma köprüsünün altından Kesme Çay’ın buz gibi sularına atıyoruz kendimizi.

Yeniden Çıralı’dayız. Eski zamanlarda gemilere yol gösteren ikinci yanartaşın bulunduğu sırttan üç kilometrelik kumsal ışıl ışıl parlıyor. Dere yatağından Ulupınar’a, üzüm bağları arasından tırmanarak Yukarı Beycik’e geliyoruz. Yorgunuz ama devam ediyoruz yola. Son su kaynağı ‘havuz’dan mataraları doldurup, çam ormanı içindeki patikaya yöneliyoruz. Bitki örtüsü kayboluyor, çıplak ve taşlı bir arazideyiz artık. Dik yamaç bir türlü bitmek bilmiyor, en iyisi zirve inadından vazgeçip bir kar kuyusunda gecelemek.

Tahtalı Dağı
Güneşin ilk ışıklarıyla uyanıyoruz. Ve 2366 m. lik Tahtalı zirvesindeyiz. Şansımız var, hava nemli olmadığından manzara olağanüstü: Antalya’dan Gelidonya Fenerine kadar tüm körfez, daha ileride Finike, arkamızda Kızlarsivrisi ve Alakır Çayı vadisi, kuzeyde Dedegöl dağları’nın haşmetli dorukları... Denizden doğan güneş, dağı bir alev gibi sarıyor. İnişte Çukuryayla’ya yerleşmiş göçerlerle karşılaşıyoruz. Dağın bu bölümünü orman işletmesinden kiralamışlar, kekik topluyorlar. Saç ekmeği ikram ediyorlar, biz de çocuklarla paylaşıyoruz çikolatalarımızı. Bu noktada sedir ağaçlarının egemenliği yeniden başlıyor. Yaylakuzdere’den geçerek, Gedelme’deki bir alabalık çiftliğinde konaklıyoruz.

Yorgun uyandığımız sabahın ardından Göynük yolundayız. Bol iniş-çıkıştan sonra Gölbastı yaylasına geliyoruz. Henüz kimsecikler yok, sessizlik ve yeşil renk hakim tüm yaylaya. Dere yatağından Göynük vadisine giriyoruz. Birkaç dere geçişinden sonra küçük şelalelerle balkonlar yapan su artık geçit vermiyor. Akarsu yatağından ayrılan patika tepelere doğru kıvrımlar yapıyor. Son tırmanış noktasında tüm vadi önümüze seriliyor. Geceyi vadi çıkışındaki pansiyonlardan birinde geçiriyoruz.

Son günümüz... Göynük deresinden başlayıp önce Delikdağ, ardından Elmayani çeşmesine geliyoruz. Tırmanış son derece yorucu, sanki toprak ayağımızın altından sürekli kayıyor. Yine birkaç kez işaretleri kaybediyoruz. Sarıçınar vericisinin bulunduğu tepeden Antalya ve Kemer’i seyrederken Ahmet Dayı’nın ikram ettiği adaçaylarını yudumluyoruz. Son 5 km.yi traktör yolundan inip Hisarçandır’daki varış tabelasına geliyoruz, yorgun fakat mutlu. Artık düş bitti...

‘Işık Ülkesi’ Likya, doğanın ve tarihin koynunda saklanan bir mücevher gibi. Büyük kentlerin mekanik seslerinden kaçıp yüreğine yolculuk ateşi düşürenler için, dağların zirvelerinden orman içlerine, ırmak kenarlarından ıssız koylara uzanan bu coğrafyada keşfedilecek çok şey var.


Atlas Tatil Dergisi, Temmuz 2005



Fotoğraflar İçin Tıklayınız



Likya Yolu ile ilgili detaylı bilgileri Kate Clow'un sitesinde bulabilirsiniz.

iSTiKLAL YOLU

$
0
0
İnebolu ile Kastamonu arasında eski kağnı yolunun kullanıldığı patikalar tarihten izler taşıyor 







İSTİKLAL YOLU : KAĞNI TEKERLERİNİN İZİNDE

Kış uykusundan henüz uyanan doğa, çevreyi türlü renklere boyamaya başlamış yeni yeni. Arılar sevinçten şaşkın, çiçekten çiçeğe konuyorlar. Ağaçlar tomurcuklanmış, artık tozlaşma zamanı. Toprağın o kendine has mis gibi kokusunu içime çekiyorum. Şerife Bacı’ların, Halime Çavuş’ların, Rahime Kadın’ların, daha nice isimsiz kahramanların geçtiği İstiklal Yolu’nda bir an durup, geçmişi hayal ediyorum.

Tahta kağnı tekerleklerinin gıcırtısı gecenin sessizliğini yırtıyor. Omuzlarındaki yükten kamburu çıkmış yorgun bedenler, yırtık çarıklarıyla yürüyorlar eski yolda. Attıkları her adımın bağımsızlığa doğru giden uzun yolun bir parçası olduğuna inanarak azimle yürüyorlar. İstanbul ve Rusya’dan gemilerle İnebolu’ya getirilen silah ve cephaneyi tam üç yıl boyunca Ankara’ya taşıyorlar sabırla. Mustafa Kemal’in ‘Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da, kulağım İnebolu’da’ sözleri, bir özgürlük şarkısı olarak çınlıyor kulaklarında. Bir ulusun yeniden doğuşunun destanı yazılıyor her kilometrede. 19. yüzyılın son yıllarında gönüllülerle mahkumların ortak emekleriyle yapılan toprak yol, özgürlüğe koşan kağnı katarlarının geçtiği İstiklal Yolu’na dönüşüyor artık.

Milli mücadelenin kilometre taşlarından biri olan İstiklal Yolu’nun, yeniden canlandırılarak bir yürüyüş ve bisiklet rotası haline getirilmesi çalışması, geçtiğimiz yıl Nisan ayında gerçekleştirildi. Kastamonu Valiliği’nin bir projesi olarak başlatılan bu girişim, Vali Nurullah Çakır’ın çabalarıyla şekillenmeye başladı. Benim de içinde bulunduğum bir ekip çalışması sonucu, eski yolun hala canlı kalan İnebolu-Küre-Kastamonu arasındaki en güzel bölümü doğaseverlerin hizmetine sunuldu. 105 kilometrelik güzergah, ilk önce GPS ile coğrafi bilgi sistemine kaydedilip yön bildiren tabelalarla belirlendi. Likya ve St. Paul Yolu’ndan sonra Türkiye’nin en uzun üçüncü yürüyüş yolu olan parkur, uluslararası işaret sistemiyle donatıldı. Belirli aralıklarla konulan kırmızı-beyaz işaretler, yürümek isteyenlere kılavuzluk ederek doğaseverlerin işini kolaylaştırdı.

İnebolu
Karadenizin hırçın dalgalarıyla oynaşan balıkçı teknelerinin barınağı olan limanın hemen karşısındaki Türk Ocağı binasının önünden başlıyoruz yürüyüşe. İnebolu’nun eski evlerle süslenmiş sokaklarından geçiyoruz. Aşı boyasıyla renklenmiş ahşap evler, çocukluk yıllarımı anımsatıyor bana. Tanıdık bir mahallede dolaşır gibiyim. Sardunyaların sarktığı pencereler, ilgi çekici tokmaklarıyla kocaman kapılar... Türkiye’nin istiklal madalyasına sahip tek ilçesi olan İnebolu’nun eski cephaneliği, şimdilerde tekstil fabrikasına dönüşerek ekonomiye canlılık kazandırıyor.

İnebolu çıkışındaki Taşoluk ayrımı, kalabalık kent yaşamından uzaklaşıp doğanın sevecen kollarıyla sarıldığımızı müjdeliyor. Artık şoseye dönüşen eski yolun bir yanı orman, diğer yanıysa derin bir vadi. Karşı tepelerdeki dağınık mahalleler, yeşillikler arasından selam gönderiyor sırt çantalı konuklarına. Uğrak köyüne vardığımızda fındık bahçeleri arasında beyaz naylonlu küçük seralar dikkatimizi çekiyor. Küresel ısınma seracılık gibi değişik tarım yöntemlerine olanak tanımaya başlamış Karadeniz’de.

Yukarıçaylı köyünden itibaren vadiyi solumuza alarak yürümeye devam ediyoruz. Kiraz, kayın, kestane ve çam ağaçları arasından kıvrılan yol, Çuhadoruğu’na doğru yükseliyor. Eski kağnı yolu halı gibi yemyeşil çimlerle kaplanmış tamamen. Karşıdaki köyleri kaplayan sık orman dokusu, yaban hayatın o kadar da uzağında olmadığımızın bir göstergesi. Yamaçlara sıralanan Ayva, Soğukpınar, Adar ve Beyler köylerindeki ahşap evler yerini betonarme yapılara bırakmaya başlamış yavaş yavaş. Bazı fındık bahçelerindeki derme çatma kulübeleri merak ediyoruz. Soluklandığımız çeşme başı sohbetinde yaşlı bir amca, domuzlar için nöbetçilik yapmaya gelenlerin kullandığı bu kulübelere sayvan veya gümele denildiğini anlatıyor gülümseyerek.

Teller üzerinde sallanan dev vagonlar ilişiyor gözüme. Almanlar tarafından 1952 yılında kurulan İnebolu-Küre arasındaki teleferik hattı, bakır madenini limana taşımak amacıyla yapılmış. 1982 yılında onarılan sistem, köylülerin kamyonculuğa yönelmesiyle devre dışı kalmış yıllar önce. Boşlukta salınan her biri 750 kilo ağırlığındaki koca vagonlar yeryüzünü seyrediyorlar şimdi pas tutmuş bir halde. Sarıkaya mevkiine geldiğimizde sistemi oluşturan üç istasyondan ikincisine varıyoruz. Bir an teleferik hattının onarılarak turizme kazandırıldığını hayal ediyorum; trekking sevdalıları aşağıdaki nefes kesici manzarayı seyrederek İnebolu’dan istasyona taşınıyor.

Ertesi gün Çuhadoruğu’ndan İkiçay vadisine inen ikinci etaptayız. Doruğu kaplayan sis bulutu, aşağıya indikçe dağılıyor ve nefis bir manzara seriliyor önümüze. Yine yeşilin türlü tonlarını giyinmiş bir orman, tepelere yayılan köy evleri, vadiyi verimli kılan coşkun bir dere ve uzaklarda heybetle dikilen Karacehennem boğazı. Çam ağaçlarının kokusu eşlik ediyor neşeli yürüyüşümüze. Yolun kıyısında tarihten bir sayfa misali, üzerinde ‘70’ yazılı sarı-kahverengi eski bir kilometre taşına rastlıyoruz. Özenle kaldırıp yeniden dikiyoruz yolculara umut olsun diye. İkiçay köprüsü anayola geldiğimizi haber veriyor. Dere kıyısındaki bir restoranda yörenin ünlü Ecevit çorbasını içip yorgun bedenlerimizi tazeliyoruz biraz olsun. Ardından Küre’ye giden asfalt yolla birleşen eski kağnı yolunu terk edip, daha önceden işaretleyerek rotaya kattığımız alternatif patikaya sapıyoruz. Yusuf mahallesi, Alacık yolu ve Kabagürgen sapağının ardından Ayrancı piknik alanındayız. Orman içerisindeki çayırlık alan uygun bir kamp yeri aynı zamanda.

Geceyi Küre belediye başkanı Engin Ayrancı’nın misafiri olarak belediyenin Belören’deki tesislerinde geçiriyoruz. Karanlığı aydınlatan odun ateşinin başında otururken, insanın içini ısıtan dost gülümseyişiyle Engin başkan yöreyi tanıtıyor. Madenler özelleşmeden önce bölgenin en büyük ilçelerinden biriymiş Küre. Ormanlarla çevrili olması, bir yara izi gibi görünen maden ocaklarını örtüyor bir nebze. Ersizler kanyonu, Çatak baraj gölü, Pafligonya’lılardan kalma Doğanlar kalesi ve Karacehennem boğazının yürüyüş rotaları için çok uygun olduğu söylenince, bu parkurları da işaretlemeye karar veriyoruz birlikte.

Sabah aslına uygun olarak yeniden inşa edilen Ecevit Han’ın önünden başlıyoruz yürüyüşe. Bölgenin en önemli ulaşım ağını oluşturan eski kağnı yolunun etrafında, Seydiler Yumurtacı Hüseyin Ağa, Üyük, Ödemiş gibi on altı adet han varmış eskiden. Uzun ve çetin bir yolculuğun dinlenme mekanları olarak hizmete açılan yapılar, zamanın acımasızlığına yenik düşmüş. Bugün sadece Ecevit Han restore edilerek turizme kazandırılmış Kastamonu valiliği tarafından. Ecevit Han’ın komşusu Ambarlı köyü, sakin yaşantısına devam ediyor. Köyle aynı adı taşıyan eski köprüyü geçip Çataltepe’ye yöneliyoruz orman yolundan. Bir başka eski köprü ve değirmen Ödemiş’e vardığımızı haber veriyor. Bir süre anayola paralel giden güzergah, Gücü köyünde eski haline kavuşuyor yeniden. İmrenler höyüğü, eski köy evleri, tarihi tahıl ambarları ve ‘35’ rakamını gösteren bir başka kilometre taşının ardından Seydiler ilçesinde tamamlıyoruz günü.


Ecevit Han - Küre
Seydiler-Kastamonu arasındaki İstiklal Yolu güzergahı, kimi zaman toprak, kimi zamansa asfalt olarak devam ediyor. Ahmetbey ve Oyrak köylerini geçip Kırcalar’da Halime Çavuş’un mezarını selamlıyoruz saygıyla. Atatürk’ün Kastamonu ziyaretinde önemli duraklardan biri olan Şeker Köprü’yü geçip Kastamonu’ya giriyoruz. Eski çarşısı, güzelim konakları, tarih kokan sokaklarıyla gündelik yaşamın telaşı içinde karşılıyor şehir bizi.

İstiklal Yolu yürüyüş ve bisiklet rotası, Kastamonu kentinin vitrini aynı zamanda. Buraya kadar gelip de şehrin doğal güzelliklerini görmeden dönmek olmaz. Ilgaz Dağı, Valla Kanyonu, Yaralıgöz Dağları, Küre Dağları Milli Parkı sınırları içinde kalan Ilıca Şelalesi, Araç yaylaları ve daha birçok doğal hazinesiyle bir cennet Kastamonu.

Alternatif güzergahlarıyla toplam 105 kilometreye uzanan İstiklal Yolu, aslında Çankırı’dan da geçerek Ankara’ya kadar uzanıyor. Büyük bir kısmı anayol üzerinden devam eden eski kağnı yolunun şimdilik son tabelası, Kastamonu-Çankırı sınırındaki Ilgaz Dağı geçidine dikiliyor özenle. Kurtuluş Savaşı’nın tarihi kağnı izleri üzerinde geçmişten bugüne yürüyebilmek için ilk adımı Kastamonu attı. Çankırı ve Ankara valiliklerinin, projenin geri kalan kısmını da hayata geçirebilmelerini umuyoruz.


Skylife, Kasım 2008

Genel Bilgiler
İstiklal Yolu, Türkiye Kurtuluş savaşının en önemli sac ayaklarından birini oluşturuyor. 19. yüzyılın sonlarında gönüllülerle mahkumların ortak emekleriyle yapılan bu toprak yolda, İstanbul ve Rusya’dan gemilerle İnebolu’ya getirilen silah ve cephane tam üç yıl boyunca Ankara’ya taşınmış. Mustafa Kemal’in ‘Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da, kulağım İnebolu’da’ sözleri, özgürlüğe koşan kağnı katarlarının geçtiği İstiklal Yolu’nun önemini  vurguluyor.

İnebolu-Kastamonu-Çankırı-Ankara hattında uzanan İstiklal Yolu’nun günümüzde hala belirgin şekilde kalan en iyi bölümünü İnebolu-Kastamonu arasındaki kağnı yolu oluşturuyor. Rota, Ersizler Kanyonu, Karacehennem Boğazı ve Çuhadoruğu gibi doğal güzelliklerle bezeli.

For more information in English, visit http://cultureroutesinturkey.com/c/independence-trail/ 

Rota Hakkında
Milli mücadelenin kilometre taşlarından biri olan İstiklal Yolu’nun, yeniden canlandırılarak bir yürüyüş ve bisiklet rotası haline getirilmesi çalışması, Kastamonu Valiliği’nin bir projesi olarak 2007 yılı Nisan ayında gerçekleştirildi. Eski kağnı yolunun hala canlı kalan İnebolu-Küre-Kastamonu arasındaki en güzel bölümü doğaseverlerin hizmetine sunuldu. Toplam 105 kilometrelik güzergahın 10 kilometresi patika, geri kalanını ise kağnı yolu üzerinde ilerliyor.

Konaklama
Rotanın geçtiği İnebol ve Küre ilçeleriyle Kastamonu il merkezinde konaklama tesisleri bulunuyor. Özellikle İnebolu, Karadeniz sahilinde yer alması nedeniyle tercih edilebilir. Ayrıca Küre ilçe sınırları içinde kalan Ecevithan ve Belören tesisleri, diğer konaklama seçenekleri arasında. Ayrancı piknik alanı, rota üzerindeki en uygun kamp alanı.

Kastamonu
Küre
  • Ecevit Han : (0366) 7561077
  • Belören Tesisleri : (0366) 7512109
İnebolu

En İyi Sezon
Nisan-Kasım ayları arası rotayı yürümek için en uygun sezon.

Ulaşım
Kastamonu İstanbul’a 508 km., Ankara’ya ise 245 km. mesafede bulunuyor. Ankara’dan Çankırı-Ilgaz Dağı, İstanbul’dan ise izmit-Adapazarı-Bolu-Gerede-Karabük-Safranbolu-Araç güzergahını izleyerek Kastamonu’ya ulaşabilirsiniz. Kastamonu Havaalanı’nın devreye sokulması için çalışmalar devam ediyor. En yakın havalimanı Ankara’da. 

En İyi Parkurlar
Deniz kenarındaki İnebolu ilçesinden başlayan 105 kilometrelik rota, tipik Karadeniz görüntüleri sergileyen köylerden geçerek Kastamonu’ya ulaşıyor. Parkurun en güzel bölümlerini İkiçay Vadisi, Çuhadoruğu, Karacehennem Boğazı, Ecevithan ve Çataltepe-Ödemiş arasındaki ormanlık alan oluşturuyor. Küre ilçesindeki Çatak Göleti ve Doğanlar Kalesi görülecek diğer yerler arasında. Ayrıca İnebolu’nun aşı boyası ile renklenmiş eski evleri ve Kastamonu il merkezindeki tarihi konaklar mutlaka ziyaret edilmeli. Yaz sezonunda İnebolu sahilleri güneşlenmek ve denize girmek için çok uygun.

7 Günlük Yürüyüş Önerisi
1. Gün : İnebolu-Çuhadoruğu
             Çuhadoruğu’nda köy evinde konaklama veya kamp
2. Gün : Çuhadoruğu-Küre Ayrancı Piknik Alanı
             Ayrancı’da kamp
3. Gün : Ayrancı-Ecevit Han
             Ecevit Han’da konaklama
4. Gün : Çatak Göleti’ne transfer
             Çatak Göleti-Belören-Ecevit Han
             Ecevit Han’da konaklama
5. Gün : Ecevit Han-Ödemiş
             Ödemiş’de köy evinde konaklama veya kamp
6. Gün : Ödemiş-Seydiler
             Seydiler’de konaklama
7. Gün : Seydiler-Kastamonu (bir bölümü araç transferi)

İletişim

Kastamonu Valiliği
Tel : 0366 214 11 22
Fax : 0366 214 10 94
İnebolu Kaymakamlığı
Tel : 0366 811 39 29
Fax : 0366 811 41 00

Harita
Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.


Fotoğraflar İçin Tıklayınız




Parkurun GPS Koordinatlarını İndirmek İçin Tıklayınız

KARABÜK-ESKiPAZAR

$
0
0
Karabük ilinin Eskipazar ilçesinde, doğal ve tarihi güzelliklerle bezeli bir yürüyüş macerası 







ESKİPAZAR : DOĞADAN TARİHE KEYİFLİ BİR GEZİNTİ

Coğrafi konumu nedeniyle kendine özgü bir iklime ve bu iklimin yarattığı benzersiz bitki örtüsüne sahip olan Karabük’ün Eskipazar ilçesi, huzur ve sükunetin el ele gezdiği bir mekan. Issız ormanlarında sadece kuş cıvıltılarının duyulduğu, tepelerinde inci taneleri gibi yayla evlerinin parıldadığı bu yerleşimin antik kentlerinde, görkemli Paphlagonia uygarlığının anılarını takip edebilir, derin vadilerindeki ışıltılı patikalarda macera peşinde koşabilirsiniz. Mutluluğun nasıl bir şey olduğunu merak ediyorsanız eğer, köylerde ceviz toplarken hissettikleri yüzlerine yansıyan yaşlı teyzeleri seyretmeniz yeterli.

Kapucular
Sebze ve meyve yetiştiriciliğine uygun bir vadiye konumlanan bu ceviz kokulu şirin belde, denizden 710 metre yükseklikte yer alıyor. Doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi değerleriyle de öne çıkan Eskipazar, gün ışığına çıkarılan mozaikleri nedeniyle ‘mozaik kent’ olarak da anılıyor günümüzde.

Bolu-Köroğlu ormanlık dağlarının batı tarafta Eleman Meğri adını aldığı yükseltiler, dört mevsim yeşilin her tonunun hakim olduğu renklere boyuyor ilçeyi. Karaağaç, sarıçam, köknar, kayın ve meşe ağaçlarıyla donanmış bu gür ormanlar, Eskipazar’ın en yüksek noktası olan Hodulca tepesine (1700 m.) kadar uzanıyor. Yerleşimin doğusundaki Çankırı-Çerkeş sınırına kadar olan ve sırt olarak adlandırılan bölüm ise, bozkır bitki örtüsüyle kaplanmış. Erken bastıran kış mevsimi ilçenin doğusunu pastel renklere boyarken, batı yakasındaki ormanlık doku rengarenk siluetiyle ışıl ışıl parıldıyor sonbahar aylarında.

Görece daha sert bir Karadeniz ikliminin hüküm sürdüğü ilçenin en önemli akarsuları Karabük’te Filyos çayına karışan Eskipazar ve Soğanlı dereleridir. Yüksek tepelerini yaylaların kuşattığı yerleşimde, ayrıca iki de gölet yer alıyor. Geçmişin asil ruhunu yansıtan Hadrianoupolis ve Kimistene gibi antik kentlerin bulunduğu Eskipazar bölgesinin en önemli ekonomik gücünü ormancılık, hayvancılık, kuru tarım (buğday, arpa), sebze ve meyve üretimiyle traverten taş işçiliği oluşturmaktadır. Özellikle Anıtkabir’de kullanılan ‘sarı traverten’ taşı, Eskipazar’ın gurur kaynağıdır.

Çetiören
Eskipazar’ın bilinen tarihi Anadolu halklarının en eskilerinden olan Gasgalara kadar dayanır. M.Ö. 1300 yıllarında Hitit hakimiyetine giren Gasgalar, daha sonra Kuzey Anadolu’yu yurt edinen Paphlagonia halkının, ardından da sırasıyla Frig, Kimmer, Lidya, Pers, Helen ve Roma uygarlıklarının egemenliği altında yaşamışlar. M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun bölünmesiyle bölgede başlayan Bizans hakimiyeti sırasında, dini açıdan önemi artan Hadrianoupolis (Eskipazar) bir piskoposluk merkezi haline geldi. Türklerin Anadolu’da boy göstermeye başladığı tarihlerde Paphlagonia bölgesine giren Emir Karatekin önderliğindeki Selçuklular, Bizanslıları yenerek bölgeye Viranşehir adını verdiler. Çandırlar, Tamuşlar, Bayındır, Kargın, Yürecik, Salmanlar ve Sallar gibi Türk boylarının adını taşıyan köylerin varlığı, Eskipazar çevresindeki Türk izlerinin en büyük kanıtı sayılmakta.

Selçukluların Moğollara yenilmesinden sonra Candaroğulları’nın eline geçen Viranşehir, Yıldırım Beyazıd tarafından Osmanlı devletine katıldı. 1530 tarihli Osmanlı kayıtlarında Bolu Sancak Beyliği’ne bağlı bir kaza olarak geçen bu şirin beldeye, 1845 yılında Abdülmecit tarafından Mecidiye adı verildi ve bölgede bir kasaba teşkilatı oluşturuldu. Antik çağlardan itibaren yörede kurulan pazardan dolayı, II. Meşrutiyetten sonra yerleşim Eskipazar adını aldı ve 1945 yılında Çankırı iline bağlandı. İlçe, 1995 yılında sonradan vilayet olan Karabük sınırlarına dahil edildi.

Hadrianoupolis
Kuşkusuz Eskipazar’ın gururu, tarihin karanlık sayfalarına ışık tutan ve ülkemizin önemli hazinelerden biri olan Hadrianoupolis ören yeri. Geç Helenistik, Roma ve Erken Bizans devirlerine ait zengin kalıntıları, anıtsal yapıları ve eşsiz mozaikleriyle, insanlık tarihinin yazıldığı Anadolu coğrafyasının en önemli antik kentlerinden biri olmaya şimdiden aday Hadrianoupolis. Her ikisi de üç nefli olan A ve B erken Bizans kiliseleri, geometrik bezeme desenli mozaikleriyle hamam A ve B, tabanında ev sahibi ve eşinin portrelerinin mozaik bir platforma işlendiği geç dönem Roma villası, oturma sıralarının bir kısmı ortaya çıkarılan tiyatro, Roma dönemine tarihlenen anıtsal kaya mezarı, yerel halkın Deliklikaya olarak nitelendirdiği kaya mezarları, Frigya bölgesine özgü dinsel törenlerin yapıldığı bir açık hava tapınım kültü sayılan anıtsal niş, mozaik zeminli yapılar, su kanalları, şarap işliği, sur kalıntıları ve nekropol alanı bu yapıların en önemlileri arasında sayılabilir. Görenlerde hayranlık uyandıran ören yerinin en önemli buluntuları, çeşitli yapıların zeminini ve duvarlarını süsleyen mozaikler kuşkusuz. Aralarında İncil’de adı geçen ve antik Hıristiyan inanışında cennetteki kutsal nehirler olduğuna inanılan Geon, Phison, Tigris ve Euphrates’in figürleri, kendisi dünya hayatını, sudaki yansımasıysa ahreti temsil eden ve kutsal suyu içerken resmedilen boğa, başı ve kanatları kartal gövdesiyse aslan formundaki Grifon gibi betimlemelerin yer aldığı bu tarihi hazinelerin ortaya çıkarılma ve sergilenme çalışmaları günümüzde de devam ediyor.

5. yüzyılda piskoposluk merkezi olan antik yerleşimdeki kilise mozaiklerinin büyük bir kısmı, dini inanç simgelerini yansıtan hayvan ve bitki motiflerinden oluşuyor. Aynı tarz mozaiklerin dünyada sadece Filistin ve Libya’da bulunduğunu hatırlatırsak, ülkemizdeki bu eşsiz hazinenin değerini daha iyi anlamış oluruz. Görsel anlamda Zeugma antik kentinde bulunan benzerleriyle yarışacak nitelikteki bu mozaiklerin, orijinal yapılarının bozulmadan korunabilmesi oldukça önemli. Yüzyıllardır yer altında uyuyan ve Göksu deresi kenarındaki narin taşlardan yapılan bu görkemli eserlerin doğal dokularının tahrip olmaması için hava ve güneşle karşılaştıkları ilk andan itibaren koruma altına alınmaları gerekiyor. Sahip olduğu anıtsal değerleriyle Hadrianoupolis antik kenti, dünyaca ünlü Antakya Mozaik Müzesi ile birlikte anılacak yakın bir gelecekte.

Eskipazar ilçesinin bir diğer tarihi mekanı ise Deresemail köyü Değirmenbaşı mevkiindeki Kimistene arkeolojik alanı. Antik çağlarda kullanılan İstanbul-Bolu-Gerede-Safranbolu-Amasra-Sinop hattındaki eski Roma yolu üzerinde bulunan sit alanı; arkeologlara göre Hitit, Frig ve Roma dönemlerinde kutsal inanç merkezi olarak kullanılmış.

Yalakkuz
Eskipazar yüksek rakımlı tepelere yayılan sınırlarıyla bir ormanlar ve yaylalar bölgesi aynı zamanda. İlkbaharla birlikte açan çiçeklerin renkli bir bahçeye dönüştürdüğü Belen (Eleman), Alan (Kabaarmut), Kuyucak, Soğucak, Eğriova Adiller ve Eğriova Yalakkuz yaylaları, sonbaharda bir ressam fırçasının özenle şekillendirdiği tabloya benzeyen ormanları, yeşilliğin içinde mavi mavi göz kırpan iki göleti, Çetiören mesire alanı ve binlerce yıldır kullanılan minyatür Pamukkale görünümündeki Akkaya termal kaynağı, ilçenin doğal güzelliklerinin başında geliyor. Tatillerinde hem doğal hem de tarihi güzelliklerle buluşmayı isteyenler, Eskipazar’ın engin coğrafyasında kamping veya karavan turizminin nimetlerinden yararlanabilir, trekking, bisiklet, kaya tırmanışı, foto safari, botanik turu ve avcılık gibi etkinliklere katılabilirler.

Her mevsim farklı bir yüzünü sergileyen ormanlarda ve yaylalarda yürümek, Hadrianoupolis ve Kimistene antik kentlerinde tarihin gizemli yüzünü keşfetmek, yöre insanının içten konukseverliği eşliğinde günlük hayatın ayrıntılarını yakından tanımak isteyen doğaseverler, Karabük’ün yeni turizm yıldızı Eskipazar’la mutlaka buluşmalılar.


Has Seyahat Dergisi, Sayı 45

Genel Bilgiler
Yenice Ormanları’nın arka bahçesi konumundaki Karabük-Eskipazar ilçesi, doğa ve tarihin iç içe geçtiği bir coğrafyaya konumlanıyor. Kuzey sınırları Yenice Ormanları’yla çevrili bu şirin beldenin güneyi ise Paphlagonia’nın en önemli iki şehri olan Hadrianoupolis ve Kimistene antik kentlerine ev sahipliği yapıyor. Issız ormanlarında sadece kuş cıvıltılarının duyulduğu, tepelerinde inci gibi yayla evlerinin parıldadığı bu yerleşimin ören yerlerinde görkemli Paphlagonia uygarlığının izini sürebilir, derin vadilerindeki ışıltılı patikalarda macera peşinde koşabilirsiniz. Mutluluğun nasıl bir şey olduğunu merak ediyorsanız eğer, bahçelerde ceviz toplarken hissettikleri yüzlerine yansıyan yaşlı teyzeleri seyretmeniz yeterli.

Rota Hakkında
2009 yılında Karabük Valiliği Eskipazar Kaymakamlığı tarafından hayata geçirilen ‘Doğadan Tarihe Yürüyüş Rotaları’ projesi, toplam 8 farklı parkurdan oluşuyor. 166 kilometre boyunca patika ve orman yollarının işaretlenmesiyle oluşturulan bu rotalar, alternatif güzergahlarla birlikte toplam 222 kilometrelik bir rotaya dönüştü. Çalışmanın sonunda parkurların tanıtılarak harita ve GPS koordinatlarının verildiği Türkçe bir rehber kitapçık hazırlandı.

Konaklama
Eskipazar ilçesi içerisinde konaklama olanağı olarak tek alternatifiniz Belediye Sosyal Tesisleri. Bunun dışında ilçeye yaklaşık 46 kilometre mesafede yer alan Safranbolu, her kesime hitap eden değişik otelleriyle, konaklama açısından geniş seçenekler sunuyor. Çetiören Orman Dinlenme Alanı, Yalakkuz ve Adiller Eğriova göletleri kamp yapmak için uygun yerler.

Belediye Sosyal Tesisleri  : (0370) 8183888 (www.eb-sosyaltesis.com)

En İyi Sezon
Mayıs-Ekim ayları arasındaki dönem Eskipazar rotalarında yürümek için en ideal sezon.

Ulaşım
Eskipazar ilçesine en yakın havaalanları Zonguldak-Çaycuma ve Ankara’da. Ankara’ya 180, İstanbul’a 380 kilometre mesafedeki Eskipazar’a otobüs seferleri var. İstanbul’dan İzmit-Adapazarı-Bolu-Gerede karayolu, Ankara’dan ise Kızılcahamam-Gerede karayolu izlenerek ilçeye ulaşılabiliyor. Ayrıca Zonguldak-Ankara arasındaki tren seferleri, ulaşım için tercih edilebilecek bir diğer seçenek.

Otobüs seferleri için;
  • Avrupa Turizm Karabük :(0370) 4157050 
  • Avrupa Turizm Eskipazar :(0370) 8181200 
  • Avrupa Turizm İstanbul : (0212) 6580183 
  • Metro Turizm Karabük :(0370) 4247575 
  • Metro Turizm Eskipazar :(0370) 8181854 
  • Metro Turizm İstanbul :(0212) 6583759 
  • Safran Turizm Karabük :(0370) 4245990 
  • Safran Turizm Eskipazar : (0370) 8182898 
  • Safran Turizm İstanbul : (0212) 6583659
Tren seferleri için; 
  • Karabük Gar :(0370) 4241549 
  • Eskipazar Gar :(0370) 8181078 
  • Ankara Gar :(0312) 3110620 
  • Zonguldak Gar :(0372) 2521514 
En İyi Parkurlar
Eskipazar Doğadan Tarihe Yürüyük Parkurları’nın en uzun rotası 109 kilometre ile tüm ilçe çevresindeki doğal ve tarihi güzellikleri dolaşan Çetiören-Kimistene parkuru. Bu rotayı bir haftalık Çetiören-Yalakkuz Göleti-Adiller Göleti-Hadrianoupolis-Kimistene güzergahını izleyerek yürüyebilirsiniz. Ayrıca göletlerden ve tarihi yerlerden geçen rotalar, Eskipazar’ın diğer öne çıkan parkurları arasında.

7 Günlük Yürüyüş Önerisi
1. Gün : Yalakkuz Eğriova Göleti-Ören (11 km)
             Ören’de kamp veya köy evinde konaklama
2. Gün : Ören-Kuyucak Yaylası (12 km)
             Kuyucak Yaylası’nda kamp veya yayla evinde konaklama
3. Gün : Kuyucak Yaylası-Adiller Eğriova Göleti (14 km)
             Gölet kenarında kamp
4. Gün : Adiller Eğriova Göleti- Alan Yaylası (10 km)
             Alan Yaylası’nda kamp veya yayla evinde konaklama
5. Gün : Alan Yaylası-Hadrianoupolis antik kenti (14 km)
             Eskipazar’da konaklama
6. Gün : Hadrianoupolis-Aslanlar (10 km)
             Aslanlar Köyü’nde kamp veya köy evinde konaklama
7. Gün : Aslanlar-Kimistene antik kenti (13 km)
             Eskipazar’a dönüş

İletişim
Karabük-Eskipazar Kaymakamlığı
Tel : 0370 818 10 05
Fax:  0370 818 13 81

Harita
Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.















Fotoğraflar İçin Tıklayınız




Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçin Tıklayınız

KARABÜK-YENiCE ORMANLARI

$
0
0
Yenice Ormanları WWF tarafından 'korunması gereken 100 sıcak nokta'dan biri ilan edildi







YENİCE ORMANLARI : YEŞİL SIĞINAK

Barındırdığı yaban hayat ve bitki çeşitliliğiyle dikkat çeken, 1999 yılında Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından ‘acil olarak korunması gereken 100 sıcak nokta’dan biri ilan edilen Yenice Ormanları’nı adımlıyoruz.

Gezmek bir sanatsa eğer, yürümek bu eylemin en etkili ve güzel yöntemidir kuşkusuz. Bir kenti keşfetmek ancak onun sokaklarını adım adım dolaşmakla mümkün olabilir. Yürürken ayrıntıların farkına varır, bize giderek yabancılaşan doğayı yeniden tanır ve gezdiğimiz yerin ruhuna dokunmaya çalışırız bir anlamda. Değişik bir tatil anlayışını tercih ederek büyük kentlerin kaosundan uzaklaşmak isteyen insanlar, trekking rotaları gibi serüven dolu farklı alanlar arıyorlar artık. Dünyada birçok örneği bulunan ve sayısız doğaseveri kucaklayan bu yürüyüş güzergahları, ülkemiz geneline de yayılmakta son yıllarda. Likya, St. Paul ve İstiklal Yolu gibi işaretlenmiş uzun rotalara, Karabük Yenice Ormanları doğa yürüyüş parkurları eklendi geçtiğimiz Ekim ayında.


Türkiye’nin en büyük blok ormanları
Karabük Valiliği’nin Yenice Ormanları projesinde çalışmak üzere bir bahar sabahı yollara düştüm aylar önce. Türkiye’nin en büyük blok ormanları, derin bir vadiyi kuşatan yemyeşil yüzüyle karşıladı beni. Karabük-Yenice arasındaki karayolu, Filyos Çayı ve tren hattının yarenliğinde tam on altı tüneli aşarak ulaşıyor ilçeye. Sabahları kalın sis perdesini kuşanan ormanlık bölge masalımsı bir havaya büründürüyor yolculuğu. Her tünele girişte önümüzde beliren karanlık siluetin ardından Yenice Ormanları’nın gür dokusu manzarayı süslüyor. Güneye bakan yamaçları sandal ve çam, kuzey tarafı ise sarı-beyaz ıhlamur ağaçlarıyla sarmalanan bu coğrafya gerçekten çok etkileyici. Taze sürgünlerin boy vermeye başladığı bir Mayıs gününde, yürüyüş ve bisiklet parkurlarını belirleme çalışmalarına başlıyoruz. Orman İşletme Müdürlüğü tarafından kendi içinde on üç bölgeye ayrılan bu bakir alan, geniş orman yollarıyla birbirine bağlanmış durumda. Bir elimizde GPS, diğer elimizde boya kutularıyla ormanın derinliklerine ilerledikçe, bu sonsuz zenginliği yaşatmaya çağıran büyülü bir dünyaya doğru yol alıyoruz sanki. Dalların arasından süzülen gün ışığı benzersiz gölge oyunları yaratıyor. Kısa ömürlü küçük dereler köpüren sularıyla dans ediyor ağaçların arasında. Sessizliği bozan kuş cıvıltılarına rüzgarda usulca salınan yaprakların hışırtıları karışıyor. Orman yangınlarını önlemek amacıyla yapılan göletler, gökyüzünü kıskandırırcasına mavi mavi göz kırpıyor bize. Kasvetli kış mevsimini geride bırakan kiraz, badem ve armut ağaçlarının renk renk açan çiçekleri güzellikte birbirleriyle yarışıyorlar adeta. Her ağacın, her kayanın anlatacak bir hikayesi var burada. Tüm ayrıntılarıyla bu tablo doğanın gizemli ruhunu ve uyumunu yansıtıyor. Yüzümü yalayan deli rüzgarlar eşliğinde, yeşil sessizliği keşfetmeye koyuluyorum heyecanla.

Devasa anıt ağaçlar
Kendine has bir mikro klimaya sahip olan Yenice Ormanları’nın en önemli bölümü, kuşkusuz anıt ağaçların bulunduğu Arboretum alanı. Suyun ve nemin yarattığı zengin bitki çeşitliliğinin ürünü olan anıt ağaçlar, bu doğa harikasının en değerli hazineleri arasında. Türlerinin diğer örneklerine göre olağanüstü çap ve boya ulaşan bu nadir ağaçlar, ‘Tabiat Anıtı’ olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmış. Çevreleri 2 ila 7 metre, boyları ise 18 ila 30 metre arasında değişen Istıranca meşesi, Türk fındığı, porsuk, Kafkas ıhlamuru, dağ karaağacı ve akçaağaçlarıyla Yenice Ormanları, bir açık hava müzesi konumunda. Dev cüsseleriyle gökyüzüne uzanan bu anıtsal gövdeleri hayranlıkla seyrederken, tabiat ananın yaratıcılığına bir kez daha saygı duyuyorum.

Geride bıraktığımız her ayak izi ayrıntıları keşfetmemize biraz daha yardımcı olurken, Yenice Kaymakamlığı’nın koordinasyonunda sürdürülen çalışmalar bir aylık süreyi dolduruyordu. Bu zaman dilimindeki yoğun uğraşlar, Kavaklı, Şimşirdere, Çitdere, Kızılkaya, Karakaya ve Göktepe bölgelerinde yürüyüş ve bisiklet parkurlarının ortaya çıkmasını sağladı. Orman yolları ve patikalar boyunca GPS koordinatları alındı, yürüyüşçülerin işini kolaylaştırmak adına rota benzerleri gibi uluslararası standartlarda kırmızı-beyaz çizgilerle işaretlendi ve özellikle kavşak noktalarına yön tabelaları yerleştirildi. Tüm bu çalışmalar sonucu doğal kaynaklar ve ekolojik değerler gözetilerek alternatif güzergahlarla birlikte 396 kilometreye ulaşan tam 21 yürüyüş rotası belirlendi. Son aşamada parkurların detaylı haritalarıyla bezenen ve aynı zamanda Yenice Kaymakamlığı’nın internet sitesinde de yer alan bir rehber kitap hazırlandı. Kısa, günübirlik ve uzun rotalarıyla her seviyeden yürüyüşçüye hitap eden Yenice parkurları, doğa tutkunlarına farklı seçenekler sunuyor. Özellikle Kent Ormanı ile Arboretum sahası arasındaki altı günlük en uzun parkur, konuklarını bu etkileyici doğa parçasının hemen hemen tüm güzelliklerinin sergilendiği müthiş bir maceraya davet ediyor.

Yeni bir ekoturizm merkezi
Tropik bölgeler dışında dünyanın ender coğrafyalarında rastlanan anıtsal ağaçları, yemyeşil vadileri, yükseklikleri iki bin metrelere ulaşan dağları, derin kanyonları, her daim çağıltılı dereleri, sürpriz şelaleleri, yaban hayatı ve değişik bitki çeşitliliğiyle Yenice Ormanları, farklı outdoor aktiviteleri için gerçek bir ekoturizm merkezi aynı zamanda. Günübirlik veya kamplı yürüyüş güzergahları ile bisiklet rotaları dışında, kanyoning, kaya tırmanışı, kuş gözlemi, foto safari, botanik yürüyüşleri, rafting ve yamaç paraşütü gibi etkinlikler de yapılabiliyor bu bakir alanda. Ormanın derinliklerindeki tesisler ve yol boyunca rastlayacağınız pınarlar, doğaseverlerin macera dolu aktivitelerini kolaylaştıran unsurlar aynı zamanda.


Tüm bu aktivitelerin merkezi, elbette ki bölgeye adını veren Yenice ilçesi. Gür orman alanının tam ortasına konumlanan vadilerin buluşma noktasındaki yeşil Yenice’nin ekonomisi, maden ocakları ve orman ürünleriyle canlanmış geçmiş yıllarda. Maket ağaç evler, baston ve tahta kaşıkların hediyelik eşya tezgahlarını süslediği ilçenin yeni umudu ekoturizm şimdilerde. İstanbul’a 417, Ankara’ya 257 kilometre uzaklıktaki Yenice’ye en güzel ulaşım alternatifi, Karabük-Zonguldak hattında işleyen tren. Buralara kadar gelmişken özgün mimari dokusuyla dikkat çeken Safranbolu’nun yanı sıra, Eskipazar ilçesine bağlı ve mozaikleriyle ünlü Hadrianoupolis ören yeri de mutlaka ziyaret edilmeli.

Kırmızı-beyaz çizgilerle işaretlenmiş patikalarda özgürce yürümek, doğanın sizin için hazırladığı sürprizlere tanıklık etmek, eski çağlardan beri maden yıkamada kullanılan antik Küre havuzunda tarihin gizemli soluğunu hissetmek, çağıltılı derelerde ve şelalelerde yüzmek, ağaç denizini andıran parıltılı göletlerde piknik yapmak istiyorsanız yürüyüş botlarını ayağınıza geçirin ve Yenice’yi keşfe çıkın. Uçsuz bucaksız bir ağaç müzesine benzeyen ormanda yaşadığınızı yeniden duyumsayabilmek, yaprakların yeşilden sarıya, kahveden kızıla dönüşen renk cümbüşünü izleyebilmek için bundan güzel fırsat olur mu?


Skylife, Kasım 2009


Genel Bilgiler
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF), 1999 yılında Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik açısından en değerli ve acil olarak korunması gereken 100 orman alanını belirleyerek bunları “Avrupa Ormanları’nın Sıcak Noktaları” olarak tanımladı. Karabük ili sınırlarındaki Yenice Ormanları, Türkiye’de bulunan bu 9 sıcak noktadan birini oluşturuyor. Tropik bölgeler dışında dünyanın ender coğrafyalarında rastlanan el değmemiş anıtsal ağaçları ve özgün ekosistemiyle bu harika doğa alanı, biyolojik çeşitlilik bakımından son derece zengindir.

Kuşkusuz Yenice Ormanları’nın en önemli bölümü, anıt ağaçların bulunduğu ‘Tabiat Koruma Alanları’ ve Arboretum sahasıdır. Bu bakir orman dokusundaçok çeşitli ağaç türlerinin bir arada bulunması, bunların bazılarının dünyada ender görülen çap ve boya ulaşmaları, yaban hayatı çeşitliliği, koruma alanları yaratılmasının başlıca gerekçeleridir. Yemyeşil vadilerin, yalçın zirvelerin, suyun ve nemin yarattığı zengin bitki çeşitliliğinin yansıması olan anıt ağaçlar, bu doğa harikasının en değerli hazineleri arasında yerini alıyor.

For more information in English, visit http://cultureroutesinturkey.com/c/yenice-forest-trails/

Rota Hakkında
Karabük Valiliği ve Yenice Kaymakamlığı tarafından oluşturulan proje 2009 yılı Ekim ayında uygulamaya geçirildi. 210 kilometre boyunca işaretlenen yol üzerindeki 21 parkur, alternatif güzergahlarla birlikte toplam 396 kilometreye ulaşıyor. Yürüyüş parkurları günübirlik, kısa ve uzun olmak üzere 3 kategoride toplandı. Parkurlar genellikle orman yolu ve patikalardan oluşuyor. Ayrıca 292 kilometrelik dağ bisikleti rotası mevcut.

Patikalarda 50 metre, orman yollarında ise çevreyi kirletmeme adına 400 metre aralıklarla uluslararası platformda ‘grande randonnee’ olarak bilinen sisteme uygun kırmızı-beyaz işaretler konularak yürüyüşçülerin işi kolaylaştırıldı. Rotaların belirginleşmesi için işaretlerin yanı sıra başlangıç ve bitiş noktalarına ve birçok kavşak noktasına tabelalar yerleştirildi. Ayrıca her parkurun tanıtılarak harita ve GPS koordinatlarının verildiği Türkçe ve İngilizce rehber kitapçıklar hazırlandı. Kitabı elektronik ortamda Yenice Kaymakamlığı’nın web sitesinde bulabilirsiniz.

Konaklama
Yenice ilçesindeki oteller, Kent Ormanı'nda pansiyon ve İncebacaklar köyünde aile pansiyonculuğu konaklama olanaklarının başında geliyor. Yenice'ye 40 km. mesafedeki Safranbolu'da zengin konaklama seçenekleri var. Kent Ormanı, Darıyazısı, Şekermeşe, Sorgun Yaylası, Karabük Eğriova Göleti ve Arboretum alanında kamp yapmak mümkün.

Yenice
Safranbolu
En İyi Sezon
En iyi sezon Nisan-Kasım ayları arasındaki dönem. 

Ulaşım
Yenice, Karabük’e 32 kilometre mesafede yer alıyor. En yakın havaalanı Zonguldak-Çaycuma. İstanbul ve Ankara’dan Karabük’e otobüsle ulaşabilirsiniz. Karabük-Yenice arası minibüsler işliyor ama nostaljik bir tren yolculuğunu da tercih edebilirsiniz.

İstanbul'dan Yenice'ye gelmek için İstanbul-Bolu-Gerede-Eskipazar-Karabük veya Bolu-Yeniçağ-Mengen-Gökçebey güzergahlarını kullanabilirsiniz. Ankara'dan ulaşım ise Gerede-Eskipazar-Karabük üzerinden sağlanıyor.
  • Avrupa Turizm Yenice : (0370) 7661598
  • Safran Turizm Yenice: (0370) 7663588 (www.safranturizm.com)
  • Karabük Tren Garı : (0370) 4241549
  • Yenice Tren Garı : (0370) 7661092
En İyi Parkurlar
Yenice Ormanları yürüyüş parkurları, her seviyedeki yürüyüşçüye hitap edebilmek amacıyla üç farklı kategoriden oluşuyor : birkaç saatlik kolay parkurlar (kısa), 4-6 saatlik günübirlik yürüyüşler ve 2-6 günü kapsayan uzun rotalar.

Parkurun en uzun bölümü, Kent Ormanı-Arboretum arasındaki 5 gün süren 77 kilometrelik rota. Söz konusu parkur, Yenice Ormanları’nın göletler, yayla ve anıt ağaçlar, Arboretum gibi farklı bölümlerinden geçerek tüm coğrafya hakkında bilgi ve gözlem yapmanıza olanak tanıyor. Ayrıca Küçük ve Büyük Şeker kanyonu geçişleri ile Kızılkaya-Karakaya arasındaki 63 kilometrelik yürüyüş rotası parkurun en güzel bölümlerini içeriyor.

Yenice’ye konuk olanlar, yaşlı ve sert ağaç malzemeden yapılan baston ve tahta kaşık gibi hediyelik eşyaları satın alabilirler. Tarih meraklıları ayrıca 40 km. uzaklıktaki eski konaklarıyla ünlü Unesco Dünya Mirası Safranbolu’yu ve 68 km. mesafedeki Eskipazar ilçesinde Paphlagonia’lılardan kalma Hadrianoupolis antik kentini gezebilirler.

7 Günlük Yürüyüş Önerisi
1. Gün : İncebacaklar Köyü-Şekermeşe (14 km)
             Şekermeşe eski orman tesisinde kamp
2. Gün : Şekermeşe-Meyri-Eğriova Eskipazar (Yalakkuz) Göleti (15 km)
             Gölet kenarında kamp
3. Gün : Eğriova Eskipazar Göleti-Sorgun Yaylası (17 km)
             Yaylada kamp
4. Gün : Sorgun Yaylası-Keltepe zirve-Eğriova Karabük Göleti (12 km)
             Gölet kenarında kamp
5. Gün : Eğriova Göleti Karabük-Subatan Yaylası (12 km)
             Yaylada kamp
6. Gün : Subatan Yaylası-Arboretum (7 km)
             Anıt ağaç gezisi ve eski orman işletme tesisinde kamp
7. Gün : Arboretum-Kuzluk Köyü (7 km)
             Anıt ağaç gezisi ve Yenice-Karabük anayolundan dönüş

İletişim
Karabük-Yenice Kaymakamlığı
Tel : 0370 766 11 00
Fax: 0370 766 11 93
Rehber kitabı edinmek ve her türlü sorunuz için info@yenice.gov.tr adresine e-posta gönderebilirsiniz.

Harita
Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.



Fotoğraflar İçin Tıklayınız




Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçin Tıklayınız

KÜRE DAGLARI MiLLi PARKI

$
0
0
Her mevsim farklı renklere bürünen Küre Dağları'nın muhteşem coğrafyasında keyifli bir gezi 







Genel Bilgiler
Koruma altına alınan bölgeler için Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) belirlediği seçim kriterleri arasında, alanın bütünlüğü, biyolojik çeşitlilik, yaban hayatı, endemizim, nadirlik, hassaslık, tehditlerin önemi gibi faktörler yer alıyor.

İşte tüm bu kriterleri bağrında taşıyan Küre Dağları Milli Parkı, Türkiye’nin özgün coğrafi alanlarından biridir. Kastamonu ili Azdavay, Cide, Pınarbaşı, Şenpazar ilçeleri ile Bartın ili Kurucaşile ve Ulus ilçeleri sınırları içerisinde bulunan milli park, endemik bitkileri, yaban hayatı, özgün mikro kliması, jeomorfolojik oluşumları, derin vadi ve kanyonları, coşkun akarsuları, şelaleleri ve otantik değerleriyle oldukça bakir bir alan. Yöre ayrıca, tropik bölgeler dışında dünyanın ender coğrafyalarında rastlanan biyolojik çeşitliliğiyle bir açık hava müzesi konumunda. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yeryüzünün acil olarak korunması gereken 100, Türkiye’nin ise 9 sıcak noktasından biri seçilen park, 37 bin hektarlık bir alanı kapsıyor.

Küre Dağları’nda yaşayan 637 bitki türünden 33’ünün, 132 memeliden 40’ının endemik olduğu ve 129 kuş türünün bulunduğu düşünülürse, bölgenin yabanıl hayatının ne kadar zengin olduğu daha iyi anlaşılabilir.

For more information in English, visit http://cultureroutesinturkey.com/c/kure-mountains-trail/

Valla Kanyonu - Pınarbaşı
Rota Hakkında
Küre Dağları Mili Park Müdürlüğü'nün ekoturizm projesi kapsamında yapılan yürüyüş rotalarının arazi çalışması 2010 yılında tamamlandı. 2011 yılında rehber kitabı yayımlanacak olan rota, 482 kilometre boyunca işaretlenen güzergah üzerindeki 36 parkur ve alternatif parkurlarla birlikte toplam 762 kilometreye ulaşıyor. Rota üzerinde ayrıca 828 kilometrelik dağ bisikleti parkurları bulunuyor. Zorluk derecesi olarak her seviyeden yürüyüşçüye hitap etmek üzere kısa, günübirlik ve uzun yürüyüş parkurları hazırlandı. En uzun rotalar bir haftalık kamplı etkinlikleri içeriyor. Ayrıca Yenice Ormanları ve İstiklal Yolu ile de bağlantısı olan rota, Yenice çıkışlı başlayarak Küre Dağları Milli Parkı'nı baştan sona kat edip İstiklal Yolu'nda sona eren yaklaşık 500 kilometre uzunluğunda 1 aylık bir yürüyüş aktivitesi olarak da planlanabilir. Parkurlar hakkında detaylı bilgilerin sunulduğu, harita ve GPS koordinatlarının verildiği rehber kitapçık 2011 yılı Mayıs ayında hazırlanmış olacak.

Konaklama
Rotanın geçtiği güzergahları kapsayan Azdavay, Pınarbaşı ve Cide ilçelerinde otel ve pansiyonlar mevcut. Rotanın hemen her bölümündeki köyler aile pansiyonculuğu için uygun koşullar içeriyor. Yanık Ali ve Paşa konakları ile Zümrüt Köyü ve Nalbantoğlu ekoturizm alanları, diğer konaklama seçenekleri arasında. Doğanın kucağındaki yürüyüş rotaları üzerinde birçok kamp alanı bulunuyor.

Azdavay
  • Belek Belediye Oteli: (0366) 7171187
  • Yanıkali Konağı : (0366) 7171034
  • Zümrüt Köyü Ekoturizm Merkezi : (0366) 7174297
Pınarbaşı
  • Paşa Konağı : (0366) 7713375
  • Otel Pınaroba : (0366) 7712313
  • Park Ilıca Tesisleri : (0366) 7712357 (www.parkilica.com)
Cide
  • Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli : (0366) 8663525
  • Cide Öğretmenevi : (0366) 8662033
  • Cide Resort Otel : (0366) 8662052
Şenpazar
  • Şenpazar Öğretmenevi : (0366) 7881413
  • Belediye Konukevi : (0366) 7881001
En İyi Sezon
Yürüyüş için en uygun aylar Mayıs ile Kasım arası dönem. Kış ayları çok fazla kar olmakla birlikte, doğa farklı bir güzellik içeriyor.

Ulaşım
Bölgeye Karabük, Kastamonu ve sahil kesimindeki Amasra üzerinden sadece otobüs veya özel araçlarla ulaşmak mümkün. Kastamonu Havaalanı'nın devreye sokulması için çalışmalar devam ediyor. En yakın havalimanı Ankara'da.

Kastamonu İstanbul’a 508 km., Ankara’ya ise 245 km. mesafede. İstanbul’dan Kastamonu’ya ulaşım İzmit-Adapazarı-Bolu-Gerede-Karabük-Safranbolu-Araç güzergahı izlenerek sağlanıyor. Ankara’dan gelmek isteyenler Çankırı-Ilgaz yolunu takip etmeliler.

Kastamonu ili Azdavay’a 76 km., Şenpazar’a 97 km., Pınarbaşı’na 100 km. ve Cide’ye ise 134 km. uzaklıkta yer alıyor. İstanbul üzerinden Pınarbaşı, Azdavay ve Şenpazar’a ulaşım İzmit-Adapazarı-Bolu-Gerede-Karabük-Safranbolu-Eflani-Pınarbaşı-Azdavay-Şenpazar rotası üzerinden yapılıyor. Cide’ye ulaşmak için ise, İzmit-Adapazarı-Bolu-Mengen-Bartın-Amasra-Kurucaşile asfaltını takip etmek durumundasınız.

Azdavay
Pınarbaşı
  • Aktur Turizm : (0366) 7712028
  • Metro Turizm : (0366) 7713785
  • Safran Turizm : (0366) 7712038
Şenpazar
Cide
En İyi Parkurlar
Bakir ve yaban orman alanlarından geçen Küre Dağları Milli Parkı'nın hemen her bölümü farklı bir güzellik içeriyor. Özellikle Ekim-Kasım ayları arası, bütün ormanlar sonbaharın etkisiyle bir renk cümbüşüne dönüşüyor. Rotanın Poyracık, Azdavay ve Ilıca şelaleleri, Çatak, Valla ve Şehriban kanyonları, Sorkun ve Kokurdan yaylaları, Nalbantoğlu, Zümrüt Köyü ve Ağlı Kalesi gibi bölümlerinden geçen kısımları, manzara ve yerel motifler açısından öne çıkan güzergahlar.

7 Günlük Yürüyüş Önerisi
1. Gün : Azdavay Başdeğirmen Şelalesi-Yanık Ali Konağı (17 km)
       Yanık Ali Konağı’nda konaklama
2. Gün : Yanık Ali Konağı-Medil Mağarası-Çatak Kanyonu-Nalbantoğlu (10 km)
             Nalbantoğlu’nda köy evinde konaklama veya kamp
3. Gün : Nalbantoğlu-Ilıca Şelalesi (12 km)
       Ilıca Köyü tesislerinde konaklama veya kamp
4. Gün : Ilıca Şelalesi-Valla Mahallesi (11 km)
       Valla’da köy evinde konaklama
5. Gün : Valla Kanyonu-Sümenler  (10 km)
       Milli Park Top Meydanı alanında kamp
6.Gün : Sümenler-Ilgarini Mağarası-Sorkun Yaylası (10 km)
       Sorkun Yaylası’nda kamp
7.Gün : Sorkun Yaylası-Menük (Cide) (7 km)
             Cide’ye transfer ve dönüş

İletişim
Küre Dağları Milli Parkı (KDMP)
http://www.kdmp.gov.tr/

Bartın İl Çevre ve Orman Müdürlüğü
Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Md.
Tel  : 0378 227 75 44
Faks: 0378 228 40 03
bartin@cob.gov.tr

Kastamonu İl Çevre ve Orman Müdürlüğü
Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Md.
Tel  : 0366 212 52 62
Faks: 0366 212 55 31
kastamonu@cob.gov.tr

Harita
Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.


Fotoğraflar İçin Tıklayınız




Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçin Tıklayınız
Küre Dağları        Azdavay           Şenpazar

HiTiT YOLU

$
0
0
Hitit Yolu, Anadolu’nun zengin tarihi ve kültürel mirasını doğa severlerle buluşturuyor 


 HİTİT YOLU: GÜNEŞ KURSUNUN İZİNDE
Altın sarısı başakların rüzgarda dans ettiği tarlaların arasında ilerliyor aracımız. Boz tepelerin eteğindeki tarlalar, geometrik desenler oluşturarak ardı ardına sıralanıyor. Çorum Afet ve Acil Durum İl Müdürü Ömer Bey ‘Çok değil, daha iki ay öncesinde bel hizasına kadar gelen yemyeşil otlarla bezeliydi buralar’ diyor. Baharın müjdecisi gelincikler, papatyalar ve kır çiçekleri, yeşile kesmiş otlarla birlikte haziran sonuna dek mavi gökyüzünü kıskandırıyorlar Hititlerin yurdunda. Sapsarı gülümseyen ayçiçekleri, her daim güneşe doğru dönüyorlar yüzlerini. Ardından nohut, mercimek ve soğan hasadı zamanı geliyor. Mevsim güze döndüğünde ise kaynayan kazanlardan yükselen üzüm ve kuşburnu pekmezi kokusu siniyor köylere. Ağaçların yapraklarını dökmeye başladıkları eylül ayının sonunda 'şingavut' adı verilen yalaklarda üzümlerin ezilmesi, cevizlerin ve elmaların toplanması, domates salçası ile bulgur yapımı gibi işler bitirilerek kış hazırlıkları tamamlanıyor. Uzun kış gecelerinin ayazında, derin bir sessizliğe bürünüyor Çorum’un güney bölgesi.

Çorum Valisi Nurullah Çakır’ın hayata geçirdiği ‘Hitit Yolu Yürüyüş ve Bisiklet Parkurları’ projesinde çalışmak üzere yaklaşık iki aydır Çorum ilindeyim. 1964 yılında Avrupa Konseyi'nin kıtanın kendi kültürel mirasını daha iyi algılayabilmesi için başlattığı 'Avrupa Kültür Yolları'çalışması giderek yaygınlaşıyor. Santiago de Compostela, Viking, Kelt, Manastırlar, Barok, İpek Yolu gibi tematik yürüyüş rotaları, tarihsel, kültürel ve doğal güzellikleriyle bulundukları bölgelere oldukça fazla sayıda turist çekiyorlar. Sürdürülebilir ekoturizm anlayışının önemli mihenk taşlarından biri sayılan yürüyüş ve bisiklet rotaları, son yıllarda ülkemizde de artan bir hızla yayılıyor. Kate Clow’un gerçekleştirdiği Türkiye’nin işaretlenmiş ilk  uzun yürüyüş parkuru ünvanına sahip olan Likya Yolu’nun ardından, 'Kastamonu-İstiklal Yolu', 'Karabük-Yenice Ormanları' ve 'Doğadan Tarihe Eskipazar' rotaları oluşturuldu. Dönemin valisi Nurullah Çakır’ın projelendirdiği son üç rota, benim de içinde bulunduğum ekip tarafından uzun süreli bir çalışma sonucu hayata geçirildi.

'Hitit Yolu Yürüyüş ve Bisiklet Parkurları' için, Hititlerin başkenti olan ve aynı zamanda Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan Boğazköy-Hattuşa ören yeri ile bölgedeki diğer önemli Hitit yerleşimleri Alacahöyük ve Şapinuva'nın oluşturduğu üçgende çalışmaya başlıyoruz. Amacımız eski tarihi yollar ile doğal güzellikleri içeren bir yürüyüş güzergahı belirlemek. Hitit uygarlığı daha erken bir döneme tekabül ettiğinden, bölgede Ege ve Akdeniz’deki gibi taş döşeli antik yollar bulmak pek mümkün değil. Daha çok eski göç yolları ile kervan güzergahlarını soruşturarak işe başlıyoruz. Köylerdeki muhtarlar ve yaşlılar eski değirmen, pazar ve katır yollarını anlatıyor bize. Cılgaların (yerel ağızda hayvan yolu, patika) yok olduğunu aktarıyorlar. Son yıllarda artan göçten dolayı, Anadolu’nun birçok bölgesinde olduğu gibi, eski patikalar kullanılmadığı için kaybolmaya yüz tutmuş. Artık köylerde yıkık değirmenlere gitmeye gerek yok, yer sofrasında açılıp ocaklarda pişirilen ekmek bakkallardan temin ediliyor nasıl olsa. Katırlarla gidilen pazar yollarını yaban ağaççıkların dikenleri kaplamış. Asfaltın yapılmasıyla birlikte alışveriş için minibüslerle iniliyor merkeze. Göçten dolayı hayvancılık giderek yok oluyor ve bu nedenle patikalar bir bir kayboluyor. Eski yolların izlerini ararken, kültürel bir tarihin yok oluşuna da tanıklık ediyoruz.

Hattuşa
Ülkemizde Unesco Dünya Mirası listesine giren on üç yerden biri olan Hattuşa kentinin sur duvarları önündeyim. Eski çağlarda etrafı 6 kilometrelik surlarla çevrili ören yeri, Aşağı ve Yukarı Kent olarak ikiye ayrılıyor. Büyük Mabed, Kral Kapısı, Sfenksli Kapı, Aslanlı Kapı ve Yer Kapı’nın bulunduğu Hattuşa, uzun yıllar başkent olarak hizmet etmiş Hititlere. Kendilerini ‘Neşalılar’ olarak tanımlayan bu kavim, Anadolu’nun en eski uygarlıklarından biri. M.Ö. 1650-1450 yıllarında Eski Krallık ve M.Ö. 1450-1200 yıllarında İmparatorluk Devri olarak iki döneme ayrılan Hitit tarihi, çok sayıda kent yerleşimi, kaya kabartmaları ve diğer arkeolojik buluntularla günümüze ulaşan zengin bir birikime sahip. Hint-Avrupa kökenli bir topluluk olan Hititler, kil tabletlere yazılmış çivi ve hiyeroglif yazı kullanıyorlardı. Çok tanrılı bir din inanışına sahip Hitit panteonunun en önemli öğesi, fırtına tanrısı Teşup idi. Sanatta ileri boyutta eserler bırakan uygarlığın bir diğer özelliği de federatif bir yapıda olmasıydı. Yerli halklara uygulanan hassas denge politikası, şehir devletleri örgütlenmesinin ana temelini oluşturuyordu. İlkokul çağlarında Etiler olarak belleğimize kazınan bu uygarlığın tarihteki en belirgin imgesi, sembol kabul ettikleri Güneş Kursu’dur. M.Ö. 1274 yılında Mısır firavunu 2. Ramses ile Muvattalli arasında yapılan savaş sonucunda imzalanan tarihin ilk yazılı barış anlaşması Kadeş, antik çağın en önemli olaylarından biri kabul edilir. Günümüzde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Çorum Müzesi'nde sergilenen zengin buluntular, Hitit uygarlığı hakkında detaylı bilgileri ulaştırıyor bize.

Yazılıkaya
Hattuşa-Şapinuva arasındaki tarihi yolun başlangıcı, kutsal Yazılıkaya Tapınağı'ndan geçiyor. Dev bir kaya kütlesine konumlanan iki farklı odada yer alan kaya kabartmaları, işçilikleriyle insanda hayranlık uyandırıyor gerçekten. Özellikle yeni yıl kutlama törenlerinin ve bahar aylarında bereket şenliklerinin yapıldığı kutsal mekanda, heybetli tanrı kabartmaları dikkat çekiyor. Ellerinde orak biçimli kılıçlarıyla on iki tanrı, Fırtına Tanrısı Teşup, Koruyucu Tanrı Şarruma, Kılıç Tanrısı Nergal ve Kral 4. Tuthaliya’nın kabartma figürleri, Hitit tarihinin görkemli günlerini yansıtıyor. Yazılıkaya’dan başlayan eski patika, yakın bir zamana kadar Yüksekyayla ve Küçükhırka köylüleri tarafından Boğazkale pazar yolu olarak kullanılıyormuş. Büyükhırka köyünden sonra rotamız, mağaraların yer aldığı dar bir vadiye giriyor. Alaca Baraj Gölü ve Kızıllı eski değirmen yolunun ardından Çatak, Soğucak ve Kızılhamza göletleriyle renkleniyor parkur. Sulama amacıyla yapılan göletler, Hitit yurdunu bozkırın ortasında yemyeşil bir vahaya dönüştürüyor. Seyrek de olsa meşe ormanlarının renklendirdiği bu coğrafyada tarlaların egemenliği hakim. Genelde nohut, mercimek, soğan ve şeker pancarı yetiştirilen tarlalarda hasat mevsimi yaz sonuna doğru. Kızılhamza’dan itibaren yeniden buluştuğumuz eski kervan yolu tarlalar arasında kayboluyor yer yer. Hitit Yolu, eski çağda yerleşim alanı olarak kullanılan mağaraların bulunduğu Delikkaya Boğazı ve Karahacip’in ardından, toplam 84 kilometre sonra Şapinuva arkeolojik alanına ulaşıyor.

Aygül ve Mustafa Süel hocaların yıllardır binbir emekle kazdığı Şapinuva sit alanı, Hitit krallığı için askeri ve dini bir merkez konumunda. Coğrafi ve siyasi yapısı itibariyle her daim önemini koruyan kentten çıkarılan dört bine yakın yazılı tablet, bilim adamlarınca bu gizemli uygarlığın tarihini aydınlatan önemli buluntular arasında sayılıyor. Ortaköy ilçesi yakınlarındaki tarihi mekan, Fırtına Tanrısı tapınakları, Kraliçe Sarayı ve pazar yerinin de bulunduğu büyük bir alana yayılıyor.

Kybele Kabartması
Şapinuva ören yerinin güneydoğusundan geçen tarihi kervan yolu, Amasya’ya kadar uzanıyor. Yer yer tarla ve bahçelerle ortadan kaybolan antik yolun 13. kilometresinde İncesu Kanyonu yer alıyor. Yozgat tarafında Kazankaya olarak anılan kanyon, Çekerek (Scylax) ırmağının yaklaşık 14 kilometrelik dar bir boğazda akmasıyla oluşuyor. Köylülerin ‘Uzun Geçit’ adını verdikleri İncesu Kanyonu'nun içinde, Anadolu yarımadasındaki en büyük Kybele kabartması bulunuyor. Yüzü ve bir bacağı kısmen tahrip edilmiş kabartma, İncesu köyüne 2 kilometre mesafede. Irmak kenarına konumlanan bu tarihi anıta ancak Ağustos-Eylül ayları arasında, diz boyuna kadar gelen ırmaktan tam on bir kez geçilerek ulaşılabiliyor. Zorlu ama bir o kadar da keyifli yürüyüş, olağanüstü kanyon manzaralarıyla süsleniyor. Kanyonun tepesinde eski bir yerleşimin kalıntıları ve içinde kaya merdivenlerin bulunduğu bir mağara yer alıyor. Yerel halk tarafından 'Kale' olarak anılan mağaraya, işaretlenmiş 4 kilometrelik bir patikayla ulaşabilmek mümkün.

Hitit Yolu parkurlarının bir diğer ayağı, kutsal Alacahöyük arkeolojik alanına ulaşıyor. Tunç ve Hitit çağlarından beri dini bir merkez olan ören yerinde kral mezarları, yapılar, sokaklar, su kanalları, şehir surları ve Sfenksli Kapı görülebilir. Şehrin hemen doğusunda yer alan Gölpınar su bendi, bilim adamlarınca Anadolu’nun ilk barajı sayılıyor. Hitit Yolu'nun Alacahöyük’ten başlayan alternatif güzergahlarından biri, çevresine Behramşah Külliyesi kalıntılarının yayıldığı dev kaya kütlesi Kalehisar’a götürüyor yolcularını. 40 kilometre uzaklıktaki Boğazkale’den bile görülebilen bu heybetli kale, birçok kavime ev sahipliği yapmış geçtiğimiz yüzyıllarda. Hitit Yolu'nun 32 kilometrelik Alacahöyük-Boğazkale etabı ise, eski göç yollarını takip ediyor. İmat-Tahirabat-Külah-Büyükgölpınar-Akçiçek-Emirler güzergahını izleyen rota, doğal güzelliklerin yanı sıra çeşitli höyük ve tümülüslerin eşliğinde devam ediyor başkent Hattuşa’ya dek. Eğer sonbaharda yürüyorsanız, hemen her köyde odun ateşindeki dev kazanlarda pekmez yapan köylü kadınlara rastlayabilirsiniz.

Alaca Çayı Vadisi
Hitit Yolu yürüyüş parkurlarının en güzel bölümlerinden birini Alaca Çayı Vadisi oluşturuyor. Tarihin birçok evresinde yurt edinilen bu vadi, altı noktada dar bir boğaza dönüşerek Cemilbey köyüne kadar uzanıyor. Vadinin başlangıç noktasına Geven köyü yakınlarındaki Gerdek Kaya Mezarı'ndan giriliyor. Kimi noktalarda yalçın tepeler arasında darlaşan kanyon sert bir coğrafya yaratıyor. Dere geçişleriyle yürünebilen rota üzerinde, kaya mezarları, eski mağara yerleşimleri, kaleler, Akçasoku ve Kabirkabil gibi terk edilmiş köyler görülebilir. Yürüyüş esnasında genişleyen dere yatağının kenarındaki meyve bahçelerinin nimetlerini sakın kaçırmayın.

Ülkemizin uluslararası normlarda işaretlenmiş uzun yürüyüş rotalarından biri olan Hitit Yolu, Anadolu’nun zengin tarihi ve kültürel mirasını doğaseverlerle buluşturuyor. 236 kilometre boyunca işaretlenen rota üzerindeki 17 parkur, alternatif güzergahlarla birlikte 385 kilometreye ulaşıyor. Dağ bisikleti parkurlarının toplam uzunluğu ise 406 kilometre civarında. Ülkemizdeki diğer benzeri yürüyüş rotaları gibi kırmızı-beyaz kılavuz çizgileri ve sarı-yeşil yön tabelalarıyla belirlenen Hitit Yolu’nun rehber kitabı, bu yıl sonunda yayımlanacak. Toplumun gözünde sıradanlaşan ya da yok olup gitmeye mahkum olan tarihi değerleri doğal güzelliklerle harmanlayan Hitit Yolu, bu alanda bir farkındalık yaratarak ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçlıyor.


Atlas Dergisi, Aralık 2010


Genel Bilgiler
Üzerinde farklı medeniyetlerin yaşadığı ve birbirleriyle etkileştiği Anadolu Yarımadası, insanlık tarihine damgasını vurmuş kültürel mozaiğin bir sentezidir. Döneminin ‘süper gücü’ kabul edilen Hititler, dünyanın ilk yazılı anayasası, toplum düzenini sağlayan zamanına göre ileri bir ceza yasası, dönemin korkunç silahı hafif savaş arabaları ve strateji uzmanı kralları, bin tanrılı pantheonu ve görkemli kentleriyle bu coğrafyada boy göstermiş önemli uygarlıklardan biri. Ülkemizde Unesco Dünya Mirası listesine giren on üç yerden biri olan Hattuşa antik kenti, Unesco Dünya Belleği’ne adını yazdıran çivi yazılı tabletleri bize miras bırakan Hititlerin zengin birikimini yansıtan ayrıntıları ve huzurlu atmosferiyle Hitit Yolu, tarih, kültür ve doğa meraklıları için dünyanın o özel yerlerinden biri.

For more information in English, visit http://cultureroutesinturkey.com/c/hittite-trail/

Rota Hakkında
1988 yılında milli park ilan edilen Boğazkale ilçesindeki Hitit kenti Hattuşa ve Alacahöyük kalıntılarını kapsayan 2634 hektarlık alan, Hitit Yolu’nun temel noktası. Hitit yurdunun önemli kentleri Hattuşa, Alacahöyük ve Şapinuva üçgenindeki tarihi güzergahlar kullanılarak oluşturulan Hitit Yolu Yürüyüş ve Bisiklet Parkurları çalışması, Çorum Valiliği tarafından 2010 yılı Ekim ayında tamamlandı. Eski kervan ve göç yollarından geçen 236 kilometre boyunca işaretlenen 17 yürüyüş parkuru, alternatif güzergahlarla birlikte toplam 385 kilometreye ulaşıyor. Altı dağ bisikleti rotasının toplam uzunluğu ise 406 kilometre civarında. Çalışmanın ardından parkurların tanıtılarak harita ve GPS koordinatlarının verildiği Türkçe ve İngilizce rehber kitapçıklar hazırlandı.

Konaklama
Çorum il merkezi ile Alacahöyük ve Boğazkale beldelerinde konaklama olanakları mevcut. Ayrıca İncesu köyünde bungalov tesisi bulunuyor. Bazı köy yerleşimlerinde aile pansiyonculuğu var. Çatak, Soğucak, Evci ve Kızılhamza göletleri kamp için uygun mekanlar.

Çorum 
Boğazkale
Sungurlu
En İyi Sezon
Kış ayları dışında her mevsim yürüyüş açısından uygun.

Ulaşım
Çorum İstanbul iline 614 km., Ankara’ya 244 km., Merzifon Havalimanı’na ise 63 km.
uzaklıkta bulunuyor. Çorum-İstanbul ulaşımı Sungurlu-Kırıkkale-Ankara-Gerede-
Bolu-Düzce-İzmit karayolu üzerinden sağlanıyor. Ayrıca Çorum il merkezi Alaca'ya 52 km.,
Boğazkale'ye 87 km. ve Ortaköy ilçesine 57 km. mesafede yer alıyor.

En İyi Parkurlar
Hattuşa, Alacahöyük, Şapinuva ve Yazılıkaya gibi arkeolojik alanlardan geçen tüm rotalar
parkurun tarihi alanlarını oluşturuyor. İncesu Kanyonu, Alaca Vadisi ile Evci, Çatak,
Soğucak,Kızılhamza ve Kalecikkaya göletleri ise rotanın doğal güzelliklerle bezeli
güzergahları.

7 Günlük Yürüyüş Önerisi
1. Gün : Hattuşa-Yazılıkaya-Büyükhırka (14 km)
             Büyükhırka’da köy evinde konaklama veya kamp
2. Gün : Büyükhırka- Evci (Alaca) Baraj Göleti (15 km)
             Gölet kenarında kamp
3. Gün : Evci (Alaca) Baraj Göleti-Alaca (7 km)
             Alaca’da otelde konaklama
4. Gün : Ünalan Köyü’ne transfer (dolmuş 6 km)
             Ünalan-Kızıllı-Çatak Göleti (14 km)
             Gölet kenarında kamp
5. Gün : Çatak Göleti-Kızılhamza Göleti (16 km)
             Gölet kenarında kamp
6. Gün : Kızılhamza Göleti-Şapinuva (14 km)
             Şapinuva'da kamp
7. Gün : Şapinuva-İncesu Kanyonu (13 km)
             İncesu'da konaklama

İletişim
Çorum Valiliği
Tel : 0364 213 84 18

Hitit Yolu Web Sitesi : www.hitityolu.com
Hitit Yolu'nun yeni basılan rehber kitabını edinmek için; 

Harita
Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.


 
Fotoğraflar İçin Tıklayınız



Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçin Tıklayınız

GASTRONOMi YOLU

$
0
0
Gastronomi Yolu, yürüyüş ve yemek temalarını öne çıkaran ekoturizm çalışması olarak Türkiye'de ilk

Genel Bilgiler
Kızılcaoluk Şelalesi - Kargı
Antik dönemde Niconia, Yankoniye, Trokmu, Gordiana, Rum ve Dzorum gibi adlarla anılan Çorum’un adının kökeni, bir araştırmaya göre Oğuzların Üçok kolunun Alayundlu boyuna bağlı Çorumlu aşiretinden gelmekte. Doğanın alabildiğine cömert davrandığı Çorum, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel hazinelerle dolu benzersiz bir kent. Özellikle Anadolu yarımadasına izlerini bırakmış Hitit uygarlığına yurt olan Çorum, İç Anadolu ile Karadeniz arasında yer alan geçiş güzergahı üzerinde konumlanması nedeniyle her dönem önemini korumuş. Ülkemizde ‘Unesco Dünya Mirası’ listesine girmeyi hak eden 13 yerden biri olan Hattuşa antik kentine de ev sahipliği yapmakta aynı zamanda.

1355 kilometrelik uzun yolculuğu boyunca şehrin sınırlarına girerek on ilçeden geçen Kızılırmak, Çorum’a hayat veriyor. Kimi zaman derin vadilere girerek, kimi zaman da farklı kültürleri buluşturarak Karadeniz kıyısına kadar ulaşan Türkiye’nin en uzun nehri, Çorum coğrafyasını yeşillendiren en önemli etkenlerden biri. Kentin güney bölümünün aksine sıradağlar, derin vadiler, gür ormanlar, şelaleler ve yaylalarla renklenen kuzey kesimi müthiş bir doğal güzelliğe sahip. Çorum’un zengin kültürel mozaiği elbette mutfağına da yansıyor.

For more information in English, visit http://cultureroutesinturkey.com/c/gastronomy-route/

Rota Hakkında
Farklı bir konseptte hazırlanan Kızılırmak Havzası Çorum Gastronomi ve Yürüyüş Rotası projesi Türkiye’de bir ilk. Kızılırmak havzası boyunca uzanan yerleşim birimlerinin kültürel, tarihsel ve doğal güzelliklerinin değerlendirilerek geleneksel ve özgün yemek kültürüyle harmanlandığı bir ekoturizm çalışması. Irmağın rotası boyunca doğanın kucağında ilerleyen yolculuk, yaşamın ve zamanın sonsuz bir döngüde hiç durmaksızın nasıl aktığını gösteriyor yolcularına.

Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Rotaları ekoturizm çalışmaları sonucunda 190 kilometre boyunca işaretlenen trekking rotaları üzerindeki 25 parkur, alternatif güzergahlarla birlikte toplam 305 kilometreye ulaştı. Benzerleri gibi kırmızı-beyaz çizgilerle işaretlenen parkurlar, 37 ve 52 kilometrelik iki uzun yürüyüş güzergahını da içeriyor. Genellikle köy ve orman yollarını takip eden toplam 7 bisiklet rotasının uzunluğu 606 kilometre. Kırşehir Hirfanlı Barajı’ndan başlayıp Kırıkkale, Ankara, Çankırı, Çorum, Sinop ve Samsun’un bir bölümünden geçen Manzaralı Araç Yolu ise 702 kilometreye ulaşıyor. Nevşehir ili Avanos ilçesinden itibaren kuzeye yönelen Kızılırmak’ı takip etmek isteyenler, araçlarıyla bu yolu kullanarak nehre paralel ilerleyip Karadeniz’e döküldüğü yere kadar ulaşabilirler. Çorum’un tarihsel değerlerini görmek isteyenler ise 359 kilometrelik Kültür Yolu güzergahını takip edebilirler. Böylelikle Hattuşa, Yazılıkaya, Alacahöyük, Çorum Müzesi ve saat kulesi, Kapılıkaya, Osmancık Koyunbaba Köprüsü ile Kandiba Kalesi, Kargı Hacıhamza Kalesi ve Camisi, İskilip Kalesi ve Kaya Mezarları, Uğurludağ Resuloğlu ören yeri ve Sungurlu saat kulesi gibi tarihi yapıların uğrak noktası olduğu bir yolculuk yapabilirler. Bu arada tüm bisiklet ve manzaralı araç yolu parkurlarının (1186 km) aynı zamanda jip safari güzergahı olduğunu da belirtelim.

Bu ekoturizm rotasını keşfederken, güneyde Çankırı kuzeyde Sinop ili sınırları arasındaki Çorum-Kızılırmak havzasını bir baştan bir başa kat ederek doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel değerleri, el sanatlarını, folklorik ve otantik öğeleri görme fırsatı yakalayacaksınız. Ayrıca çatal aşı, bulgur aşı, madımak, keşkek, toyga aşı, kurutulmuş fasulye kavurması, haşhaşlı katmer, erişte, yanıç, cızlak, oğmaç, hingal, İskilip dolması, hedik, tel tel, gül burma, hasıda ve karaçuval helvası gibi farklı lezzetleri tadabilirsiniz.

Konaklama
Çorum merkez, İskilip, Osmancık ve Kargı’da konaklama tesisleri mevcut. Dileyenler köy evlerinde kalmayı tercih edebilirler. Kargı yaylaları, Kargı Tatil Köyü, Kızıloluk piknik alanı, Abdullah Yaylası, Karaağaç Yaylası, İskilip-Yalakyayla ve Uluyazı yaylaları ile rota üzerindeki bütün göller kamp alanı olarak kullanılabilir.

Merkez
İskilip
Kargı
  • Kargı Tatil Köyü : (0364) 6822180 (www.kargitatilkoyu.com) 
  • KargıÖğretmenevi : (0364) 6512681
  • Belediye Oteli : (0364) 6513696
Osmancık
Sungurlu
En İyi Sezon
Rota özellikle Nisan-Kasım arasındaki dönemlerde yürüyüş için son derece uygun. Parkurun en yüksek bölümü olan Kösedağ (2100 m.) ile Sakaröküz tepelerinin kış aylarında yoğun kar altında olduğunu hatırlatalım.

Ulaşım
Çorum’a Ankara, İstanbul ve Samsun üzerinden ulaşmak mümkün. Kent İstanbul’a 614 km., Ankara’ya 244 km., İzmir’e 823 km., Antalya’ya 783 km., Samsun’a 172 km., Merzifon Havalimanı’na ise 63 km. uzaklıkta bulunuyor. Çorum-İstanbul ulaşımı, Sungurlu-Kırıkkale-Ankara-Gerede-Bolu-Düzce-İzmit karayolunun üzerinden sağlanıyor. Doğrudan Kargı ve Osmancık ilçelerine gitmek isteyenler, İstanbul-Bolu-Gerede-Samsun yolunu kullanabilirler. Osmancık-İstanbul 581 km., Kargı-İstanbul 548 km., İskilip-İstanbul 565 km.dir. THY, İstanbul-Merzifon arasında her gün karşılıklı uçak seferleri düzenlemektedir.
  • Merzifon Havalimanı : (0358) 5351016
  • Çorum Otogar : (0364) 2136670
Ulusoy Turizm (www.ulusoy.com.tr) 
  • Çorum: (0364) 2254406  
  • Osmancık: (0364) 611435
  • Sungurlu: (0364) 3118787
Hattuşaş Turizm
  • Çorum : (0364) 2244444
  • Osmancık : (0364) 6116486
  • Sungurlu : (0364) 3113535
Lider Turizm (www.liderturizm.com.tr)
  • Çorum : (0364) 2250775
  • İskilip : (0364) 5116880
  • Osmancık : (0364) 6114940
  • Kargı : (0364) 6513431
Metro Turizm (www.metroturizm.com.tr)
  • Çorum : (0364) 2242840
  • Osmancık : (0364) 6112461
En İyi Parkurlar
Parkurlar arasında görsel güzellikleriyle öne çıkanları şöyle sıralayabiliriz;
• Karayanık-Şelaleler-Asarkaya
• Gökçedoğan Baraj Gölü-Kızıloluk Mesire Alanı
• Karaağaç Yaylası-Kösedağ-Çukuraluç
• Tepelice-Hacıveliler-Kargı Tatil Köyü
• Kargı Tatil Köyü-Kızılcaoluk Şelalesi-Başköy
• Yalakyayla-Akpınar
• Akpınar-Ahmetçe-İskilip


Lezzet Durakları
Yol boyunca Çorum mutfağının birbirinden lezzetli yemeklerini tatma olanağını bulabileceğiniz mekanlar bulunuyor.



Merkez
  • Katipler Konağı : (0364) 2249651 (www.katiplerkonagi.com) 
  • Hasan Zahir Et Lokantası : (0364) 2273454
  • Hancılar Restaurant : (0364) 2459191 (www.hancilar.com.tr) 
  • Cevher Sofra : (0364) 2124045
  • İzmir Lokantası : (0364) 2240999
İskilip
  • Seyirtepe Sosyal Tesisleri : (0364) 5112999
  • İskilip Öğretmenevi Restoranı : (0364) 5116308
İskilip Yolüstü Lezzetleri
  • Hilal Kuzu-Tavuk Çevirme : (0364) 5322200
  • Akcan Kuzu Kebap : (0364) 5492237
  • Yayla Kuzu Tandır : İskilip-Tosya Yolu Yaylacıkseki Köyü Mevki
  • Hacıbabanın Yeri Kuzu Tandır : İskilip-Tosya Yolu Yaylacıkseki Köyü Mevki
Kargı
  • Kösdağ Aile Et ve Kebap Salonu : (0364) 6513032
  • Irmak Tesisleri : (0364) 6815698
Osmancık
Sungurlu
7 Günlük Yürüyüş Önerisi
1. Gün : İskilip-Ahmetçe (7 km)
             Ahmetçe’de köy evinde konaklama
2. Gün : Ahmetçe-Akpınar-Yalakyayla (14 km)
             Yalakyayla’da kamp
3. Gün : Yalakyayla-Sorkun (11 km)
             Sorkun’da köy evinde konaklama
4. Gün : Sorkun-Asarkaya-Şelaleler-Karayanık (14 km)
             Karayanık’ta köy evinde konaklama
5. Gün : Karaağaç Yaylası-Abdullah Yaylası (10 km)
             Kargı Tatil Köyü’nde konaklama
6. Gün : Tepelice-Hacıveliler-Kargı Tatil Köyü (11 km)
             Kargı Tatil Köyü’nde konaklama
7. Gün : Kargı Tatil Köyü-Şelale-Başköy-İkitaş (14 km)
             Kargı’da konaklama


İletişim ve Bilgi
Çorum Valiliği
Tel : 0364 213 84 18
http://www.corum.gov.tr

Parkur bilgileri, harita ve GPS koordinatlarının yer aldığı rehber kitapçıklar hazırlandı.
Kitapçıkları edinmek için info@gastronomiyolu.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Detaylı bilgi için www.gastronomiyolu.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bilgi için; İskilip Kültür Turizm Doğa Sporları ve Arama Kurtarma Derneği 
www.isdak.com

Harita
Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.












 
Fotoğraflar İçin Tıklayınız




Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçin Tıklayınız


SARIKAMIS PARKURLARI

$
0
0
Kış turizminin gözdesi Sarıkamış, konuklarını alternatif rotalar keşfetmeye çağırıyor


 Genel Bilgiler
Komdere Vadisi
Yılın büyük bir bölümünde karlarla kaplı olan harikalar diyarı Sarıkamış, ülkemizin en önemli kayak merkezlerinden birisi. Kent, sadece beş aylık kısa bir zaman diliminde kış turizminin avantajlarından yararlanabiliyor. Oysa el değmemiş doğası, tarihi mekanları, zengin kültürel kimliği, yöresel yemekleri, otantik gelenekleri ve özgün değerleriyle gerçek bir turizm potansiyeline sahip. Anadolu yarımadasının Kafkasya’ya geçiş noktasında yer alan Sarıkamış, 1500 ila 3000 metre irtifadaki yüksek platolar üzerine yayılıyor.

Sarıkamış yerleşim merkezi zengin bir tarihi ve kültürel birikime sahip. Kuşkusuz bunun en önemli nedeni, bölgede değişik kavimlerin yaşaması ve Anadolu yarımadasının Kafkaslara açılan güzergahı üzerinde yer almasıdır. M.Ö. 9000 yılına dayanan bir geçmişe sahip yöredeki ilk yaşam izleri Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı dönemlerine dayanıyor. Daha sonra ise Hurri, Urartu, İskit, Med, Parth, Bagratlı Ermeni Krallığı, Roma, Sasani, Bizans, Seçuklu ve Osmanlı gibi eski uygarlıkların izlerine rastlanmaktadır.

For more information in English, visit http://cultureroutesinturkey.com/c/sarikamis-trails/

Rota Hakkında
Kars’ın bu şirin ilçesi, doğal ve tarihi değerleriyle bulunduğu bölgede gerçek bir turizm potansiyeli oluşturuyor. Var olan kış turizmi dinamiğinin yanı sıra Sarıkamış, doğaseverleri alternatif turizm aktiviteleriyle de buluşturmayı hedefliyor.

Zivin Kale
Bu amaçla hayata geçirilen yürüyüş, bisiklet ve manzaralı araç yolu parkurları, özellikle ilçe kimliğiyle bütünleşen sarıçam ormanları alanına yayılıyor. Sarıkamış’ta yürüyüş parkurları 21 değişik güzergah üzerinde toplam 256 kilometreye ulaşıyor. Genel olarak Sarıkamış yakınlarındaki sarıçam orman dokusuyla birlikte Keklikdere, Komdere ve İnkaya vadilerinin kullanıldığı parkurları, her doğasever rahatlıkla yürüyebilir. Parkurların GPS koordinatlarını, www.sarikamistrekking.com internet sayfasında bulabilirsiniz. Ayrıca rehber kitabın ekindeki ayrıntılı haritalar, etkinliğinizin planlamasına katkı sağlayacak. Yürümek isteyen herkesin bölgedeki sert kış koşullarını ve yaban hayat popülasyonunu dikkate alması gerektiğini hatırlatalım.

Yürüyüş parkurlarının yanı sıra, orman ve köy yollarını takip eden bisiklet rotaları yaklaşık 356 kilometreye ulaşıyor. Ayrıca tarihi ve doğal güzellikleri kapsayan 428 kilometrelik manzaralı araç yolu ile birlikte, ilçe sınırları içerisindeki kültürel ve tarihi değerleri görmemizi sağlayan kültür rotaları da doğaseverlerin hizmetine sunuluyor.

Konaklama
Kayak merkezindeki nitelikli tesislerin yanısıra merkezdeki oteller, konaklama seçeneklerini oluşturuyor. Keklik Vadisi, Soğuksu mesire alanı, Komdere Vadisi ve bazı yaylalar, doğaseverlere keyifli kamping olanakları sunuyor.
En İyi Sezon
Kış ayları dışında üç mevsim yürüyüşler için uygun.

Ulaşım
Kars İstanbul’a 1424 km., Ankara’ya 1076 km., İzmir’e 1655 km., Antalya’ya 1449 km., Trabzon’a 436 km., Erzurum’a ise 202 km. uzaklıkta bulunuyor. Sarıkamış’a karayoluyla ulaşmak isteyenler Karadeniz üzerinden Giresun-Tirebolu-Torul-Erzincan-Erzurum-Sarıkamış, Trabzon-Erzurum-Sarıkamış ya da Hopa-Artvin-Ardahan-Kars-Sarıkamış güzergahlarından birini kullanabilirler. Orta Anadolu üzerinden gelenlerin ise Ankara-Yozgat-Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars rotasını izlemeleri gerekiyor. Erzurum ve Kars’tan Sarıkamış’a dolmuş ve otobüslerle ulaşım sağlanıyor.

Havayoluyla ulaşımı tercih edenler için SunExpress ve THY haftanın her günü İstanbul ve Ankara’dan Kars’a sefer düzenliyor. THY İzmir’den gelecek yolcuları haftanın her günü İstanbul/Ankara üzerinden aktarmalı, SunExpress ise haftanın iki günü direkt olarak Kars’a ulaştırıyor.
Kars’a diğer bir ulaşım aracı ise tren. Anadolu coğrafyasında bir nostalji yolculuğu vaad eden Doğu Ekspresi, haftanın her günü İstanbul-Kars arasında karşılıklı sefer yapıyor. İstanbul’dan her sabah 9.00’da, Kars’tan ise her akşam 23.55’te hareket eden trenle, 23 saatlik muhteşem bir yolculuğun keyfini çıkarabilirsiniz. Tren Sarıkamış istasyonunda duruyor. Biletleri www.tcdd.gov.tr adresinden satın almak mümkün.
  • TCDD Danışma : 444 8 233
  • İstanbul Haydarpaşa Garı Rezervasyon : (0216) 3364470
  • Kars Tren Garı : (0474) 2234398
  • Sarıkamış Tren Garı: (0474) 4134962
En İyi Parkurlar
Sarıkamış Yürüyüş Rotaları'nın en güzel parkurları;
- Komdere Vadisi
- Zirve-Şırşırdere-Oteller
- Oteller-Katerina’nın Av Köşkü
- Keklik Kızlar Kalesi-Belencik Köprüsü
- Hamamlı-Şehitemin Yaylası
- Kızılçubuk-Sarıkamış
- Sarıkamış-Oteller-Zirve

7 Günlük Yürüyüş Önerisi
1.Gün :Sarıkamış-Katerina’nın Av Köşkü (8 km)
            Sarıkamış’ta konaklama
2.Gün : Sarıkamış-Oteller-Zirve (11 km)
            Sarıkamış veya Oteller Bölgesi’nde konaklama
3.Gün : Oteller-Soğuksu-Keklik Kızlar Kalesi (10 km)
            Sarıkamış veya Oteller Bölgesi’nde konaklama
4.Gün : Kızlar Kalesi-Keklik Vadisi-Belencik Köprüsü (14 km)
            Sarıkamış veya Oteller Bölgesi’nde konaklama
5.Gün : Komdere Vadisi (10 km)
            Sarıkamış veya Oteller Bölgesi’nde konaklama
6.Gün : Çamyazı-İnkaya Vadisi-Micingirt Kalesi (9 km)
            Sarıkamış veya Oteller Bölgesi’nde konaklama
7.Gün : Hamamlı Şehitliği-Şehitemin Yaylası (10 km)
            Şehitemin Yaylası’nda kamp ya da Sarıkamış’ta  
            konaklama

İletişim
Sarıkamış Belediyesi
Tel : 0474 4134070
www.sarikamis.bel.tr

Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA)
Tel : 0474 2125200
www. serka.org.tr

Parkur bilgileri, harita ve GPS koordinatlarının yer aldığı rehber kitapçıklar hazırlandı.
Kitapçıkları edinmek için info@sarikamistrekking.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Detaylı bilgi için www.sarikamistrekking.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Harita
Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.




Fotoğraflar İçin Tıklayınız




Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçin Tıklayınız


KARS PARKURLARI

$
0
0
Kars Turizm Keşif Rehberi'yle kent coğrafyasını tanımak için yollara düşüyoruz


Genel Bilgiler
Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük ve geniş ovasına sahip olan Kars, Türkiye’nin Kafkaslara ve Orta Asya’ya açılan kapısı konumundadır. Tarihsel süreç içerisinde, eski ticaret yollarının kavşak noktası üzerinde yer alması dolayısıyla her dönem önemini korumuştur.

Ortalama yüksekliği 1768 metreyi bulan coğrafi yapısıyla Kars şehrinin büyük bir bölümü yaylalardan oluşur. En önemli dağları Allahuekber, Kısır, Akbaba, Aşağıdağ ve Aladağ olarak sıralayabiliriz. Doğu Anadolu’nun en geniş ovasına sahip olan Kars ilinde irili ufaklı birçok göl yer alır. En büyüğü Çıldır olan bu mavi göller Aygır, Karzak Çenklice, Erhan, Turna, Çenekci, Kuyucuk, Çalı, Deniz ve Lavaşin’dir. Aras, Arpaçay, Kura ve Kars çayı, il sınırları içerisindeki kayda değer akarsuların başında gelir. Ormanların çok yer tutmadığı şehrin doğal bitki örtüsü bozkırdır. Ormanların büyük bir bölümü Sarıkamış ilçesine yayılan sarıçam (Pinus sylvestris) ağaçlarından oluşur.
Havariler Kilisesi

Kars coğrafyası önemli ekolojik sistemlerden sayılan plato ve dağ ça­yırlarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu alanlarda sayısı 1250’ye yakın tohumlu bitki doğal olarak yetişir. Bu bitkilerden yüz tanesi dünyada başka hiçbir yerde yetişmeyen nadir bitki türleridir. ‘Kars’ adını taşıyan birçok bitki çeşidinden söz edebiliriz. Lathyrus karsianus, Festuka karsiana, Allium karsianum, Caucalis karsianum ve Nonea karsensis bunlardan birkaçıdır.

For more information in English, visit http://cultureroutesinturkey.com/c/sarikamis-trails/

Rota Hakkında
Bahar ve yaz aylarında Kars bölgesinde keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz. Özellikle görsel güzellikleriyle öne çıkan derin vadiler ve yeşile doyacağınız sarıçam ormanları, doğaseverlere zengin alternatifler sunuyor. Kars Yürüyüş Rotaları iki bölgede toplanıyor. Susuz Vadisi ve Sarıkamış. Sarıkamış Yürüyüş Parkurları’nın uluslararası işaretlerle, diğer bölgelerdeki rotaların ise sadece GPS koordinatlarıyla belirlendiğini hatırlatalım.

Kars Turizm Keşif Rehberi’nde ayrıca bisiklet rotaları, tematik tarih turları (Ani, Kar, Kaleler, Kiliseler, Tabyalar ve Şehitlikler rotaları), geçmişe yolculuk, doğaya yolculuk, kuş ve botanik gözlem turları, Boğatepe Ekoturizm Köyü ve Malakan rotasını bulabilirsiniz.

Kitapta ayrıca Türkiye’de bir ilk olarak kent turu rotası yer alıyor. Bir şehri keşfetmenin en güzel ve doğru yöntemi sokak sokak gezmektir. Ancak yürüyerek o şehir hakkındaki merakınızı giderebilir ve ayrıntıları gözlemleyerek bir iç zenginliğine ulaşabilirsiniz. Bu noktadan hareketle Kars şehir merkezindeki tarihi dokuyu değerlendiren ve sokak sokak anlatarak haritalandıran uzun ve kısa kent turu, şehri hakkıyla gezmek isteyenlere değişik bir alternatif sunuyor.

Konaklama
Gerek kent merkezinde gerekse ilçelerde kaliteli servis veren konaklama tesisleri bulunuyor.

Merkez 
    Sarıkamış
      Öğretmenevleri
        • Akyaka Öğretmenevi : (0474) 2612315
        • Arpaçay Öğretmenevi : (0474) 2812068
        • Digor Öğretmenevi : (0474) 3112102
        • Kağızman Öğretmenevi : (0474) 3512235
        • Selim Celal Aras Öğretmenevi : (0474) 4613388
        • Susuz 75. Yıl Öğretmenevi : (0474) 5115423

        Boğatepe Köyü
        En İyi Sezon
        Kars genelinde kışları sert geçen bir iklim hakim. Bu nedenle keşif turuna çıkmak için en iyi dönem Mayıs-Ekim ayları arası.

        Ulaşım
        Kars İstanbul’a 1424 km., Ankara’ya 1076 km., İzmir’e 1655 km., Antalya’ya 1449 km., Trabzon’a 436 km., Erzurum’a ise 202 km. uzaklıkta bulunuyor. Doğu Ekspresi her gün saat 18.30’da Ankara’dan Kars’a hareket ediyor. Kars’tan Ankara’ya dönüş için tren 23.55’de. Şehir içinde tren yolculuğunu tercih edenler için, Kars-Akyaka (06.00 - 16.00), Akyaka-Kars (07.30-17.30) banliyö treni seferleri var.

        Havayoluyla ulaşımı tercih edenler için SunExpress ve THY haftanın her günü İstanbul ve Ankara’dan Kars’a sefer düzenliyor. THY İzmir’den gelecek yolcuları haftanın her günü İstanbul/Ankara üzerinden aktarmalı, SunExpress ise haftanın iki günü direkt olarak Kars’a ulaştırıyor.
        • Kars Havaalanı : (0474) 2135667
        • SunExpress : 444 0 797 (www.sunexpress.com)
        • THY : 444 0 849 (www.thy.com.tr)
        • İstanbul Haydarpaşa Garı Rezervasyon : (0216) 3364470
        • Kars Tren Garı : (0474) 223439
        En İyi Parkurlar
        Çengilli Kilisesi
        Kars Yürüyüş Rotaları'nın en güzel parkurları;
        - Komdere-Karakurt
        - Keklik Vadisi
        - Hamamlı-Şehitemin Yaylası
        - Sarıkamış-Katerina’nın Av Köşkü
        - Doyumlu-Susuz Vadisi
        - Keçili-Susuz Şelalesi
        - Çamkaya-İnkaya
        - Bayraktepe-Oteller

        İletişim
        Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA)
        Tel : (0474) 2125200
        www. serka.org.tr

        Tüm rotaların GPS verilerine www.sarikamistrekking.com adresinden ulaşılabiliyor. Ayrıca info@sarikamistrekking.com adresinden Kars Turizm Keşif Rehberi kitapçığını edinebilirsiniz.

        Harita
        Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.


        Fotoğraflar İçin Tıklayınız





        Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçin Tıklayınız




        BAFRA ROTALARI

        $
        0
        0
        Samsun'un Bafra ilçesindeki 'İkiztepe-Nerik Kültür Yolu' meraklılarını bekliyor







        Genel Bilgiler
        Denizin mavisiyle yalçın sıradağların yeşilinin buluştuğu Karadeniz coğrafyasının armağanıdır Samsun’un Bafra ilçesi. Etkileyici doğal güzelliklerinin yanı sıra sayısız kültürel eser hediye etmiştir insanlık tarihine. Yöreye özgü tütünüyle hafızalara kazınmış olan Bafra, verimli toprakların filizler verdiği kendi ismiyle anılan ovaya kurulmuştur. Yerleşime hayat veren göl, akarsu ve deniz üçlemesinin oluşturduğu suyun bereketiyle beslenen bu zengin coğrafya, Kızılırmak’tan ayrı düşünülemez.

        Genelde Samsun özelde ise Bafra, Karadeniz kültür turizminin gerisinde kalmış durumdadır. Oysa Bafra, Kızılırmak Deltası, İkiztepe Ören Yeri, Asarkale ve Tepen Deliği tarihi mekanları, Altınkaya ve Derbent baraj gölleri, Karadeniz yaylalarıyla yarışacak dağ köyleri, Aparı takım şelaleleri, yamaç paraşütü pistleri ve yöresel lezzetleriyle turizmde bir marka değeri taşımaktadır.

        Bafra İkiztepe-Nerik Kültür YoluÇalışması Hakkında
        Bafra'nın var olan turizm potansiyelini değerlendirmek adına, antik dönemde Vezirköprü
        İkiztepe

        ilçesi Oymaağaç köyündeki kutsal Nerik Kenti’nden İkiztepe’ye bakır madeni getirilen eski tarihi ve kervan güzergahlarını kullanarak İkiztepe-Nerik Tematik Kültür Yolu’nu oluşturduk. Kültürel bir tema üzerine kurgulanmış ve tarihte belirli bir amaç adına kullanılmış eski yolların turizme kazandırılması anlayışıyla ortaya çıkardığımız İkiztepe-Nerik Kültür Yolu, Bafra ilçesini cazip bir destinasyon olarak turizm vitrinine taşıyacaktır. 

        Günübirlik olarak oluşturulan 23 yürüyüş güzergahının toplamı 231kilometreye ulaştı. Rotalar önemli doğa alanlarından da geçtiği için bölgede kırmızı-beyaz işaretler (Grande Randonnee sistemi) kullanılmadı. 15 dağ bisikleti parkurunun toplam uzunluğu 1444 kilometreyi buldu.

        Kentte ayrıca yamaç paraşütü, su sporları, kampçılık ve karavan, flora ve kuş gözlem turları gibi turizm aktivitelerine katılabilirsiniz. 

        Konaklama
        Bafra Öğretmenevi
        Mevlana Mah. Bakırpınar Yolu No:18, Bafra/Samsun
        Tel : (0362) 537 2938
        Kanlıçay Hasan Göleti

        Sevgi Otel
        Alaçam Cad. Akbank Karşısı No:6, Bafra, Samsun, 55410
        Tel : (0362) 543 1481

        En İyi Sezon
        Bafra parkurlarında yürüyüş ve bisiklet aktiviteleri için en uygun zaman Mayıs-Eylül ayları arası.

        Ulaşım
        Bafra ilçesi Samsun il merkezine 50, Ankara’ya 441, İstanbul’a 744, Sinop’a ise 108 kilometre uzaklıktadır. Günün her saatinde il merkezine dolmuş bulabilirsiniz. Şehirlerarası otogardan kalkan pek çok firma ile Türkiye’deki her noktaya seyahat edebilirsiniz. 87 kilometre uzaklıktaki Çarşamba Havaalanı’ndan ise çeşitli firmalar, Ankara ve İstanbul’a seferler düzenlemektedirler. Yaz aylarında ayrıca İzmir ve Antalya kentlerine uçuş yapılmaktadır. 

        En İyi Parkurlar
        Bafra Yürüyüş Parkurları'nın en iyi güzergahları; 
        • Sakızcı-Hacıyaylası-Ağanınköyü-Deretarla (11 km)
        • Deretarla-Uluavlu Köprüsü-Başkaya (7 km)
        • Deretarla-Kaluk-Göynücek-Başkaya (8 km)
        • Karabaş Seyir Terası-Hacıağaçboğazı (8 km)
        • Karabaş Seyir Terası-Çatak (14 km)
        • Çatak-İğdir Koyu (16 km)
        • İğdir Koyu-Altınkaya Baraj Gövdesi (18 km)
        • Kapıkaya-Boğazkaya-Taşbaşı-Kapıkaya (6 km)
        • Sakızcı-Çayboyu-Ağanınköyü (9 km)
        • Uluhavlu-Değirmenyanı-Bengü (8 km)

        İletişim ve Bilgi
        Bafra Belediyesi
        Web      : www.bafra.bel.tr
        Tel        : 0362 5432320
        e-posta  : bilgi@bafra.bel.tr


        Rotalarla ilgili bilgi ve rehberlik için;

        Delta Leylek Ormanı
        Şükrü GÜN (Tüm rotalar)
        Tel : 0555 2554324
        Ali Osman KARADENİZ (İlyaslı)
        Tel : 0532 7321022
        Ali ŞİMŞEK (Başkaya)
        Tel : 0542 3660974
        Bahri BOZOK (Kapıkaya)
        Tel : 0542 2777469
        Bünyemin KIVRAK (Vezirköprü)
        Tel : 0532 5927829
        Mustafa DENİZ (Hacıyaylası)
        Tel : 0535 2320005
        Selami SAYIM (Sakızcı Köyü)
        Tel : 0536 742 2626
        Samet HAS (Bisiklet)
        Tel : 0545 5384422
        Hasan Alp ŞAHİN (Bisiklet)
        0543 5621127
        Muhammed Ali YILMAZ (Bisiklet)
        Tel : 0541 8866853
        Burhan APAYDIN (Yamaç Paraşütü)
        Tel : 0537 9359111


        Harita
        Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.





        Fotoğraflar İçin Tıklayınız




        Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçinTıklayınız

        KAYNASLI ROTALARI

        $
        0
        0
        'Yakın Karadeniz' diye anılan Kaynaşlı'da yaylaların kucağında yürüyüş ve bisiklet turu







        Genel Bilgiler
        Tarihin her döneminde, doğuyu batıya bağlayan ticaret yollarının uğrak noktası olan Kaynaşlı, 1999 depreminde 316 canını, 2007 yılında hizmete açılan Bolu Dağı Tüneli ile de ticaret hacminin büyük bir bölümünü kaybetti. Bununla birlikte; coğrafi konumu, dağları, yaylaları, gölleri ve şelalelerinden oluşan doğal güzelliklerini bir potada eriten Kaynaşlı, “Doğa ve Motor Sporları Merkezi” olma yolunda emin adımlar attı.

        Türkiye’nin en büyük iki metropol şehri İstanbul ile Ankara arasında otuz milyon insanımızaiki saatlik mesafedeki en “yakın Karadeniz” bölgesi diye nitelendirebileceğimiz Kaynaşlı, önümüzdeki 5-10 yıl içinde daha çok gezgin tarafından tanınmayı ve ziyaret edilmeyi hedefliyor.

        Kaynaşlı Rotaları Çalışması Hakkında
        Kütüklü Yaylası
        Kaynaşlı Yürüyüş Parkurları projesininana omurgasını, Doğu Karadeniz bölgesiyle yarışacakzenginlikteki ormanlık alanlar ve yaylalar oluşturmaktadır. Burada yaptığımız arazi çalışmasıve araştırmalarda,her zaman ki gibi eski göç yollarının peşine düştük. Ne yazık ki sonyıllarda Anadolu’nunher bölgesinde karşılaştığımız göç olgusu ve köylerin boşalması gibi sebeplerle, birçokpatikanın kullanılmadığına ya da bitki örtüsü tarafından kapandığına tanık olduk.

        Kaynaşlı Yürüyüş Parkurları çalışması doğaseverlere 97 kilometrelik bir yürüyüş güzergahı sunmaktadır. Söz konusu rotaların 82 kilometresi güney tarafındaki yaylalardan geçerken, kuzey tarafta sadece Kurugöl-Yaylagöl-Sarıçökek parkuru oluşturulmuştur. Çamlıpınar (Dipsizgöl) Göleti’nden başlayan bir kişi, Topuk yaylası-Eğreltilik Yaylası-Kütüklü Yaylası-Samandere Şelalesi üzerinden Sazköy Tekir Köyevi’ne 34 kilometrelik üç günlük etkinlik sonunda varabilecektir. Kaynaşlı’dan Abant Gölü’ne yürümek isteyenler ise 30 kilometrelik Çamlıpınar Göleti-Topuk Yaylası-Eğreltilik Yaylası-Kütüklü Yaylası-Yeni Sefa Yaylası (Bolu)-Sakarca Yaylası-Sinekli Yaylası güzergahını izleyerek iki günlük bir aktivite yapabilirler. Tüm Kaynaşlı parkurları günübirlik yürüyüş güzergahları şeklinde organize edilebileceği gibi kamplı veya konaklamalı iki/üç günlük etkinlik olarak planlanabilir.

        Düzce Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2013 yılında Düzce Doğa Yürüyüş Parkurları adı
        Topuk Göleti
        altında bir rehber kitap yayınladı. Bölgede yürürken tüm yayla ve turizm değerlerini gösteren kahverengi tabelalar ile yürüyüş rotalarını işaret eden sarı levhalar göreceksiniz. Adı geçen bu rotalar, araçların yaylalara ulaşım için kullandığı grup yollarından veya asfalt üzerinden geçmektedir. Kaynaşlı Yürüyüş Parkurları tabelaları ise bir karışıklık olmaması adına kavşak noktalarına dikilen ahşap levhalarla belirlenmiştir. Kaldı ki uluslararası standartlarda tespit edilen yürüyüş rotaları ile doğaseverlerin tercih ettiği yürüyüş güzergahları; genel olarak patikalar, bozuk traktör yolları veya araçların kullanmadığı orman yangın emniyet yolları üzerinden geçmektedir. Biz de bu anlayıştan hareketle araçların kullandığı orman grup ve asfalt yollardan olabildiğince kaçındık. Coğrafi yapının elverdiğince, yaylacıların eskiden beri kullandığı ve bugün günümüze bir bölümü ulaşan eskigöç yollarını tercih ettik. Arazi koşullarının izin vermediği alanlarda ise sadece bağlantı sağlamak amacıyla, kısa mesafelerde geçilen orman grup yollarını projeye dahil ettik. Kaynaşlı yürüyüş parkurları, Coğrafi Pozisyon Sistemi (GPS) ile belirlenerek koordinatları çıkarılmış ve haritalandırılmıştır.

        Kaynaşlıayrıca motor sporları, tırmanma rallisi, su sporları, foto safari, kamp ve karavan turizmi gibi etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.

        Konaklama
        Fenerbahçe Topuk Yaylası Resort & Spor Otel
        (0380) 5477077
        rezervasyonty@fenerbahce.org


        Sazköyü Tekirköy Evi
        (0380) 5452120

        www.tekirkoyevi.com 
        tekirkoyevi@hotmail.com
         

        Kumbasar Otel
        (0380) 5444125
        www.kumbasarotel.com 


        Durmuşoğlu Otel
        (0380) 5442749

        En İyi Sezon
        Kaynaşlı parkurlarında yürüyüş ve bisiklet aktiviteleri için en uygun zaman Mayıs-Kasım ayları arası.

        Ulaşım
        Kaynaşlı ilçesi Düzce il merkezi’ne 15, Ankara’ya 276, İstanbul’a 234, İzmir’e 565, Bolu’ya ise 27 kilometre uzaklıktadır. Günün her saatinde il merkezine dolmuş bulabilirsiniz. Şehirlerarası otogardan kalkan çeşitli firmalar ile Türkiye’deki her noktaya seyahat edebilirsiniz.İlçeye en yakın havaalanı olan Sabiha Gökçen, Kaynaşlı merkezine 208 kilometre uzaklıktadır. Kaynaşlı-Sabiha Gökçen Havaalanı arasında, küçük otobüslerle servis sağlanmaktadır.

        Düzce Güven
        4446781
        www.duzceguven.com.tr
        Kamil Koç
        4440562
        www.kamilkoc.com.tr 
        Metro Turizm
        0850 2223455
        www.metroturizm.com.tr
        Akmis Seyahat
        4441609 
        www.akmisseyahat.org

        En İyi Parkurlar
        Kaynaşlı Yürüyüş Parkurları'nın en iyi güzergahları; 
        • Çamlıpınar (Dipsizgöl)-Topuk yaylası (7 km)
        • Topuk Yaylası-Eğreltilik Yaylası-Kütüklü Yaylası (10 km)
        • Kütüklü Yaylası-Göç yolu-Altunköy (10 km)
        • Kütüklü Yaylası-Sakarca Yaylası-Sinekli Yaylası-Abant Gölü
        • Kütüklü Yaylası-Samandere Şelalesi (14 km)

        İletişim ve Yerel Rehberlik
        Barış ŞİMŞEK (Kaynaşlı Kaymakamlığı)
        0530 7772484
         

        Cihan BAYRAK (Bıçkıyanı Muhtarı)
        0532 6362384
         

        Ersin DEMİREL (Tüm rotalar)
        0535 2199326
         

        Rıdvan KARAGÜLLÜ (Yeniyurt Köyü)
        0534 4841344


        Harita
        Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.



        Fotoğraflar İçin Tıklayınız




        Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçinTıklayınız

        GÜMÜSHANE PARKURLARI

        $
        0
        0
        Gümüşhane Kültür Rotaları ile "Dağların Kucağındaki Saklı Bahçe"yi keşfedeceksiniz







        Genel Bilgiler
        Doğadaki tüm ezberleri bozan özel alanları ve kendi mucizesini yarattığı özgün coğrafyasıyla Gümüşhane, doğa ananın bir başyapıtı aslında. 2000 metre üzerinde sayısız sarp dağları, devasa birer anıtsal heykel gibi dimdik yükselen yalçın kayalıkları, dağların kuytuluklarında şavkıyan buzul gölleri, sıradağlarda eriyen karların oluşturduğu coşkun akarsu havzaları, milyonlarca yıllık aşınma sonucu oluşan derin vadileri, insanda hayranlık uyandıran mağaraları, iğne ve geniş yapraklı ağaçlardan karışık orman denizi, dört yüze varan yaylası, tarihi taş kemer köprüleri, etnik mozaiğinin zenginliğini vurgulayan kiliseleri, kadim geçmişini yansıtan ören yerleriyle Gümüşhane büyüleyici bir turizm merkezi.

        Gümüşhane Rotaları Çalışması Hakkında
        Araköy Kaya Mezarları-Şiran
        Coğrafi konumu gereği Gümüşhane, insanlık tarihi açısından her daim tarihi bağlantı yolları üzerinde yer almıştır. Tüm bu tarihi güzergahları; haritalar üzerinde anlamsız noktalar olmak yerine, sosyal ve kültürel özellikleri bilinen mekanlar haline dönüşmeleri adına ‘Gümüşhane Kültür Rotası’ çalışmasını oluşturduk. İpek Yolu, Roma Yolu, Onbinlerin (Anabassis) Yolu, Top (Rus) Yolu, Şehitlikler Yolu, Rum Yolu ve Eski Göç Yolları gibi tarihi güzergahların Gümüşhane il sınırları içerisinde kalan bölümlerini kapsayan Kültür Yolumuz, 379 kilometre uzunluğa sahip. Tüm rotayı oluştururken ele aldığımız birdiğer önemli kıstas, turizm hareketliliği olan bölgelere öncelik tanımaktı. Doğa ve tarihi değerlerin yayıldığı bu turizm potansiyeline sahip bölgeleri Zigana Kış Turizmi Merkezi, Santa Harabeleri, Krom Antik Kenti, Çakırgöl Kış Turizm Merkezi, Zigana Yaylaları, Gümüşhane Merkez, Süleymaniye Mahallesi, Karaca Mağarası, Artabel Gölleri Tabiat Parkı, Limni Gölü Tabiat Parkı, Altınpınar (Limni) Gölü, Kazıkbeli Yaylası, Örümcek Ormanı Tabiat Koruma Alanı olarak sıralayabiliriz.

        33 yürüyüş, 10 bisiklet ve 5 jip safari parkurunun yanı sıra, kent içinde tarih-kültür turları (Süleymaniye Mahallesi-Eski Gümüşhane Turu, Satala Antik Kenti, Santa Harabeleri, Krom Antik Kenti, Kaleler Rotası, Kiliseler Rotası, Tarihi Taş Kemer Köprüler Rotası, Türbeler Rotası) ve doğa turları (Kelebek Turu, Şelaleler Rotası, Artabel Tabiat Parkı, Limni Tabiat Parkı, Örümcek Ormanı, Karaca Mağarası) da hazırlandı.

        Konaklama
        Keçi Kalesi
        Gümüşhane ili her bütçeye hitap eden çok sayıda konaklama tesisine sahiptir. Kentte turizm geliştikçe kaliteli ve yıldızlı otellerin sayısı artmaktadır. Şehir merkezi dışında yaylalar, Artabel Gölleri Tabiat Parkı Gülaçar köyü ve Limni Gölü Tabiat Parkı’nda pansiyon, bungolov bulmak mümkündür. Zigana Kayak Merkezi’nde ise 4 mevsim hizmet veren bir otel mevcuttur. Bilgi için İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün internet sitesinde (www.gumushanekulturturizm.gov.tr)“Turizm/Konaklama Tesisleri” bölümüne bakabilirsiniz.

        En İyi Sezon
        Gümüşhane parkurlarında yürüyüş ve bisiklet aktiviteleri için en uygun zaman Mayıs-Ekim ayları arası.

        Ulaşım
        Gümüşhane İstanbul’a 1.108 km, Ankara’ya 788 km, Trabzon’a 101 km, Bayburt’a 78 km,Erzincan’a 145 km, Giresun’a 235 km, Samsun’a ise 382 km mesafededir.Gümüşhane ilçelerinin merkeze olan uzaklıkları;
        • Kelkit 71km
        • Köse46 km
        • Kürtün 55 km
        • Şiran 101 km
        • Torul 20 km
        Otogar kent merkezinin içindedir. En yakın havaalanı olan Trabzon, şehir merkezine 101 kilometre uzaklıktadır. Çeşitli firmalar her gün İstanbul, Ankara,İzmir ve Antalya’ya karşılıklı uçak seferleri düzenlemekteler. Havayolunu kullanmakisteyenler için ayrıca Erzincan (148 km) ve Erzurum havalimanları (210 km)seçenekleri mevcuttur.

        En İyi Parkurlar
        Gümüşhane Yürüyüş Parkurları'nın en iyi güzergahları; 
        • Krom Antik Kenti (Bulutyayla)-Alikinos-Sarıoğlu-İmera Manastırı-Olucak (7 km)
        • Süleymaniye Mahallesi-Gözeler (Tembada) Yaylası-Gümüşhane Güzeller Mahallesi (11 km)
        • Gözeler (Tembada) Yaylası-Aygırgölü-Bulanıkgöl-Dipsizgöl-Aksu (Manastır) Yaylası (15 km)
        • Aksu (Manastır) Yaylası-Eşek Meydanı-Midi Yaylası (12 km)
        • Midi Yaylası-Tersun Geçidi (9 km)
        • Tersun Geçidi-Çevrepınar (Zimon)Yaylası-Evren (Söfker) Yaylası
        • Esentepe (Artabel)-Aksu Yaylası-Geçit Yaylası-Gümüştuğ (Avliyana) (13 km)
        • Karagöl Yaylası-Artabel Gölleri-Karagöl Yaylası (9 km)
        • Dulağa Yaylası-Beşgöller-Dulağa Yaylası (15 km)
        • Yılanlı Yaylası-Abdal Musa Zirvesi-Adalıgöl-Karagöl Yaylası (14 km)

        İletişim ve Yerel Rehberlik
        Tersun-Hendut
        Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü : 0 (456) 2132207
        gumushane@ormansu.gov.tr


        GPS koordinatları ve bilgi :www.burasigumushane.com
                                               gumushanerotalari@gmail.com

        • AFAD : 0 (456) 213 0122
        • Engin DOĞRU : 0535 2037770
        • Ersin DEMİREL : 0535 2199326 www.ersindemirel.blogspot.com
        • Mustafa AKBULUT (GÜDAK) : 0532 6164061
        • Recep ERGİN : 0505 8193397
        • Vehbi YALÇIN : 0537 3241030
        Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanan 'Gümüşhane Kültür Rotası ve Turizm Keşif Rehberi'kitabını edinmek için, gumushanerotalari@gmail.com adresine bir e-posta göndermek gerekiyor.

        Harita
        Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.



        Fotoğraflar İçin Tıklayınız




        Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçinTıklayınız

        SiNOP PARKURLARI

        $
        0
        0
        Sinop'ta maviyle yeşilin buluştuğu bir tarih ve doğa yolculuğu








        Genel Bilgiler
        Sırtını yemyeşil dağlara yaslayıp önünde uzanan uçsuz bucaksız maviliği seyre dalan Sinop, üzerine hikayeler anlatılan gizemli ve bilge şehirlerden. İbni Batuta, Evliya Çelebi, Katip Çelebi gibi pek çok gezginin ziyaret ettiği kent, sayısız efsanenin hayat bulduğu topraklarda yer alıyor. Adının kaynağı Yunan mitolojisindeki ırmak tanrısı Asopos’un kızı Sinope, Amazon Kraliçesi Sinova ya da Asurluların ay tanrısı Sin’e dayandırılan kent; Anadolu’nun Karadeniz’e açılan kapılarından biri olmuş geçmişte. Antik dönemin ünlü filozoflarından Diyojen’in doğduğu, 15 Eylül 1928 yılında yeni Türk alfabesinin tanıtıldığı Sinop; Karadeniz kıyılarının en kültürlü ve aydın şehirlerinden biri aynı zamanda.

        Sinop Rotaları Çalışması Hakkında
        Boyabat-Büyük Kemer
        Sinop turizm destinasyonlarını geliştirmek ve çeşitlendirmek adına, bölgedeki yürüyüş kulüpleri ve derneklerin katkılarıyla bir çalışma yaptık. Öncelikle il genelinde faaliyet gösteren aktif kulüp ve derneklerin, doğaseverleri heyecanlandıracak parkurlarını yürüyüş rotalarına kattık. İkinci aşamada ise bölgede var olan tarihi yolların peşine düştük. Sinop özelinde yaptığımız araştırmalara göre özellikle Boyabat ve Durağan ilçeleri, eski yolların kavşak noktasında yer alıyorlar. Bu nedenle Boyabat - Gerze arasında eskilerin ‘Yumurta Yolu’ veya ‘Yörük Yolu’ ismiyle andıkları tarihi güzergah, Boyabat ilçesi Çukurhan, Kılıçlı, Tırnalı, Yaylacık Yaylası; Gerze ilçesi Tatlıcak; Türkeli ilçesinde ise Hacıağaç Yaylası, Araplar Yaylası, Göldağı Yaylası bölgelerinde eski göç yolları değerlendirilerek Sinop Yürüyüş Rotaları çalışmasına eklenmiştir.

        Projedeki diğer tüm parkurlar Sinop Orman Spor Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü, Boyabat Yürüyelim Arkadaşlar Yürüyüş Gurubu, Yeşil Gerze Dağcılık Doğa ve Gençlik Spor Kulübü Derneği ve Bitükler Ayancık Yürüyüş Kulübü gruplarının hafta sonlarını değerlendirdikleri günübirlik yürüyüş parkurlarıdır. Söz konusu rotaların, Coğrafi Pozisyon Sistemi (GPS) kullanılarak koordinatları belirlenmiş ve haritaları oluşturulmuştur.

        Hazırlanan 37 yürüyüş, 8 bisiklet, 5 jip safari ve 3 manzaralı araç yolu parkurunun yanı sıra, bu çalışma kapsamında kentin değişik bölgelerinde doğa (Tabiat Parkları ve Anıtlar, Şelaleler, Göller, Mağaralar ve Plajlar rotaları) ve kültür turları (Paflagonya Kaya Mezarları ve İnanç Turizmi rotaları) da oluşturulmuştur.

        Konaklama
        Sinop her bütçeye hitap eden çok sayıda konaklama tesisine sahiptir. Kentte turizm
        Erfelek Şelalesi
        geliştikçe kaliteli ve yıldızlı otellerin sayısı artmaktadır. Özellikle il merkezi ve Akliman bölgesinde pansiyon, otel ve apart oteller bulunmaktadır. Bilgi için İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün web sayfasında “Konaklama Tesisleri” bölümüne bakabilirsiniz.

        (www.sinopkulturturizm.gov.tr

        En İyi Sezon
        Sinop parkurlarında yürüyüş ve bisiklet aktiviteleri için en uygun zaman Nisan-Ekim ayları arası.

        Ulaşım
        Sinop, İstanbul’a 679, Ankara’ya 412, Samsun’a ise 165 kilometre uzaklıktadır.

        Sinop ilçelerinin merkeze olan mesafeleri ise şöyle:

        • Ayancık 56 km
        • Boyabat 81 km
        • Dikmen 73 km
        • Durağan 112 km
        • Erfelek 34 km
        • Gerze 34 km
        • Saraydüzü 103 km
        • Türkeli 92 km
        Otogar ve havaalanı, Sinop kent merkezine çok yakındır. Çeşitli firmaların, büyükkentlere ve Anadolu’nun her köşesine günlük otobüs seferleri mevcuttur. Şehirmerkezine 10 kilometre uzaklıktaki havaalanından şimdilik sadece THY, İstanbul’akarşılıklı uçak seferleri düzenlemektedir.

        En İyi Parkurlar
        Doğa sporları tutkunlarının gözde mekanları arasında yer alan Sinop'ta oluşturduğumuz
        yürüyüş parkurlarının en popüler olanları;
        • Hamsilos-İnceburun (14 km)
        • İnceburun-Sarıkum (13 km)
        • Keçideresi-Kumludere   (14 km)
        • Saray Gölü-Akgöl (12 km)
        • Salar Kaya Mezarı-Bazalt Kayalıkları (13 km)
        • Çukurhan Kalesi-Kılıçlı Şelalesi (13 km)
        • Çukurhan-Çeşnigir Yaylası-Tırnalık (14 km)
        • Tatlıca Takım Şelaleleri-Erfelek Baraj Gölü (10 km)
        • Tatlıcak-Tırnalık-Yaylacık Yaylası-Tatlıcak (12 km)
        • Hacıağaç Yaylası-Araplar (Handere) Yaylası-Göldağı Yaylası-Kapaklıoluk (Çatak) (13 km)
        İletişim ve Yerel Rehberlik
        Çatak Kanyonu
        Sinop İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
        03682613023-2616767 
        www.sinopkulturturizm.gov.tr
        iktm57@kulturturizm.gov.tr
         

        GPS Koordinatları ve Bilgi
        www.sinopdogasporlari.com 
        info@sinopdogasporlari.com
        • AKUT Sinop : 0505 5728770
        • Ali Rıza ÇAYLI (Sinop Genel) : 0530 4658797
        • Birol SAZAK (Sinop Genel) : 0532 6684960
        • Cumhur ÖZTÜRK (Ayancık) : 0532 6327852
        • Ahmet KÜÇÜKBAŞ (Boyabat) : 0542 5971006
        • Ersin DEMİREL : 0535 2199326 (www.ersindemirel.blogspot.com)


        Harita
        Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.



        Fotoğraflar İçin Tıklayınız




        Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçinTıklayınız

        ANKARA PARKURLARI

        $
        0
        0
        Türkiye'nin kalbi Ankara'nın ilçelerinde keyifli doğa yürüyüşü aktiviteleri







        Genel Bilgiler
        Anadolu Yarımadası’nın merkezine konumlanmış olması nedeniyle önemli bir yerleşim yeri olan Ankara, pek az kentin yaşadığı değişime tanıklık etmiş. Bayezid ile Timur’un uğruna savaştığı kent, Roma döneminde garnizon, Selçuklu devrinin sonundaki karışıklıkta ise önemli bir özerk örgütlenme merkezi olmuş. Osmanlı döneminde sükunete erişmiş, ardından küçük bir kasabayken Türkiye Cumhuriyetinin başkenti ilan edilmiş.

        Zamanın durduğu bu coğrafya, ilkel çağlardan bugüne insanoğlunun ilgisini çekmeyi başarabilmiş. Türkiye’nin kültür, sanat, bilim ve turizm merkezlerinden biri sayılan Ankara’yı Frigler kurmuş. Galatların ‘çapa’ anlamında Ankyra ismiyle andığı kent günümüze değin Lidya, Pers, Makedon, Galat, Roma, Selçuklu, Beylikler, Bizans, Moğol, Osmanlı gibi birçok kültürü barındırmış topraklarında.

        Ankara Rotaları Çalışması Hakkında
        Çamkoru
        Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Ankara Kalkınma Ajansı’nın projelendirdiği ‘Ankara’nın Trekking Rotaları’ çalışması Çamlıdere, Çubuk ve Güdül ilçelerini kapsamaktadır. Önceki yıllarda hayata geçirilen Nallıhan (Nallıhan’da Kırsal Turizm: Doğa Yürüyüş Parkurlarının Belirlenmesi, İyileştirilmesi - TR51/11/TUR/0020) ve Beypazarı yürüyüş rotalarına da (Alternatif Turizmde Beypazarı - TR51/15/SÜR/0004) rehber kitapta kısaca yer verilmiştir. 

        Ankara Yürüyüş Rotalarının arazi çalışması sürecinde projenin ana eksenini oluşturan Çamlıdere, Çubuk ve Güdül ilçelerinde eski patikaların peşine düştük. Göç ve tarihi yolları araştırmamız esnasında bölgedeki İpek Yolu’ndan sonra en önemli eski güzergahın ‘Tiftik Yolu’ olduğunu keşfettik. 1900’lü yılların başlarında Beypazarı ve Güdül yöresinin en önemli geçim kaynaklarından biri olan tiftik, üç günlük uzun bir yolculuk sonucu Beypazarı-Uruş-Sağar-Ayvalı-Aluçlar Arası-Karasu-Kürt Yaylası-Tepe Yaylası-Yılanlı Köyü-Hatimoğlu Mandırası-Peçenek-Dörtkonak-Tatlak Yaylası-Aktaş-Kazan-Gerede-Mengen-Devrek güzergahı üzerinden Zonguldak limanındaki vapur ambarına götürülürdü. Tiftik keçisinden elde edilen yün, daha sonra gemilere yüklenerek Rusya’ya ihraç edilirdi.

        Bölgedeki bir diğer önemli eski yol ağı ise Beypazarı, Çamlıdere ve Güdül köylülerinin kullandığı Ankara rotasıdır. Adı geçen ilçe köyleri geçmiş dönemlerde Sincan ve Ankara merkeze harhanla (bir çeşit eski testere) kesilen kalas, odun, çıra götürüp karşılığında tuz, şeker, çay gibi temel tüketim maddelerini mübadele ederlermiş. Çamlıdere yöresi sakinleri Yolcualuç-Merkepağacı-Elören-Başören-Kazan güzergahını kullanarak at ve katırlarla Ankara’ya ulaşırlarmış.

        Keşfettiğimiz eski yolları projenin içeriğine dahil ederken, rahat ulaşılabilirlik ve kolay yürünebilirlik kıstaslarını göz önüne aldık. Aynı zamanda Ankara seyahat acentelerinin hafta sonları yoğun bir şekilde kullandıkları günübirlik parkurlara da yer verdik. Çalışma kapsamında Çamlıdere ilçesinde 17, Çubuk ilçesinde 16, Güdül ilçesinde 11 yürüyüş rotasının GPS koordinatları alındı.

        Konaklama
        Başkent Ankara ulusal ve uluslararası düzeyde hizmet verecek nitelikte pek çok konaklama tesisine sahiptir.

        En İyi Sezon
        Ankara parkurlarında yürüyüş aktiviteleri için en uygun zaman Nisan-Kasım ayları arası.

        En İyi Parkurlar 
        Ankara yürüyüş parkurları arasında en popüler olanlar;
        Çalkaya Tepesi-Çubuk

        • Akkaya Yaylası-Sorgun Göleti (Güdül)
        • Alakoç Köyü-Çamkoru Tabiat Parkı
        • Alakoç Köyü-Çamkoru Tabiat Parkı
        • Benli Yaylası-Eğriova Göleti 2 (Beypazarı)
        • Çamkoru Tabiat Parkı-Alakoç Yaylası
        • Çamlıdere Yaylası-Kirazlı Yaylası-Soğuksu Milli Parkı (Kızılcahamam)
        • Karagöl Tabiat Parkı Ring
        • Saraycık Köyü-Aktepe Zirvesi-Hacılar Şelalesi
        • Yıldırmelören Göleti-Çalkaya (Yarbaşı) Tepesi-Yıldırmelören Göleti (Ring)
        • Akbaş Köyü-Meyvebükü Köyü
        • Sorgun Köyü-Yelli Köyü
        • Sorgun Göleti-Tahtacıörencik Köyü
        İletişim ve Yerel Rehberlik 
          • Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü : 0312 3108778 (ankarakultur.gov.tr)
          • Çamlıdere Belediyesi : 0312 7431013
          • Yusuf ESİM (Çamlıdere Belediyesi) : 0506 3291165
          • Çubuk Belediyesi : 0312 8371073
          • Mehmet Ali KIYMET (Çubuk Trekking) : 0533 7336078
          • Muhittin SAYAN (Çubuk Trekking) : 0538 8752071
          • Güdül Belediyesi : 0312 7281086
          • Osman ÖKSÜZ (Güdül-Sorgun Köyü) : 0534 9616266
          • Nallıhan Belediyesi : 0312 7851011
          • Nallıhan Turizm Gönüllüleri Derneği : 0312 7855935
          • Beypazarı Belediyesi : 0312 7622510
          • Kızılcahamam Belediyesi : 0312 7361030
          • Yusuf Çetintaş (Kızılcahamam Belediyesi) : 0553 1414393
          Harita
          Haritanın üzerine tıklayarak biraz daha büyütebilirsiniz.



          Fotoğraflar İçin Tıklayınız




          Parkurların GPS Koordinatlarını İndirmek İçinTıklayınız


          Viewing all 35 articles
          Browse latest View live